Hazırlayan: Arş. Gör. İlkay Ceren Sönmez
Fırat Nehri’nin içinden aktığı verimli topraklarda, ilme olan inancın tam olduğu ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim Fırat havzasında fikir dünyasının gelişmesine vesile olan Fırat Üniversitesi, 50. yaşını kutluyor. Türkiye’de eğitim ve öğretimin mihenk taşlarından olan, Anadolu’dan birçok gencin yönünü bulmasını sağlayan Fırat Üniversitesi, 1975’ten bugüne ilmin ve kültürün koruyucusu ve aktarıcısı olmaya devam ediyor.
Uçsuz bucaksız kültür mirasına ev sahipliği yapan Elazığ’da ilim ve bilime karşı güçlü bir ilgisi olan halk, her türlü imkânı seferber ederek gelecek nesiller için yükseköğretimi tutku haline getirmişti. Bu ilgi 1952’de Ankara’dan duyuldu ve Demokrat Parti tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dile getirildi. Doğu Anadolu’da Atatürk’ün isminin verileceği bir üniversite konusu meclise taşınınca, Elazığ halkı ivedilikle harekete geçti. O dönemki Elazığ çevresi tarafından “Atatürk Üniversitesini Kurma ve Geliştirme Derneği” kurularak üniversitenin Elazığ’da açılması için çalışmalar başlatıldı. Derneğin amacı üniversitenin kurulacağı yeri ve kamulaştırmaları tespit etmek ve üniversite kuruluşu için gelen misafirleri ağırlamaktı.
“En mesut günümüz üniversiteyi bağrımıza bastığımız gün olacaktır”
Cemiyete yıllarca hizmet eden Yüksek Mimar Zeki Ersoy, tasarladığı bir resmi dönemin bakanları ve milletvekillerine gümüş çerçevede sundu. Resimde Türkiye haritası üzerinde Elazığ’dan doğan ışıklar ve “Atatürk Üniversitesinin Nurlu Işıkları” sloganını içeren bir sunum yer alıyordu. Dikkat çeken nokta ise resmin altında yer alan “En mesut günümüz üniversiteyi bağrımıza bastığımız gün olacaktır” mesajıydı. Bu tanıtımın ardından Atatürk Üniversitesini Kurma ve Geliştirme Derneği’ne birçok yerden destek geldi. Köylüsünden şehrilisine, öğretmeninden sanayicisine, muhtarından belediye başkanına kadar Elazığ halkı dernek etrafında kenetlendi.
Halkın ve devletin desteğiyle kurulan bir üniversite
Artık geriye üniversitenin Elazığ’da kurulması için Bakanlar Kurulu kararının beklenmesi kalmıştı. Dönemin TBMM Başkanı Refik Koraltan, Elazığ Belediye Binası önünde toplanan ve “Üniversite… üniversite…” diye tempo tutan Elazığ halkına “Meraklanmayın üniversitemizin müjdesini sayın başbakanımız yakında verecektir” müjdesini verdi. Bu müjdenin üzerinden bir ay geçmesine ve yapılan girişimlere rağmen dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Atatürk Üniversitesi’nin Erzurum’da açılmasına karar verdi. Aynı gün radyoların öğlen haberlerinde duyulan kararın ardında Celal Bayar’ın Erzurum ziyaretindeyken halktan aldığı üniversite talebi vardı. Elazığ halkı bu durumu oldukça içerledi; hükümete telgraflar çekildi ve yerel basın aracılığıyla tepkiler gösterildi.
Mayıs ayına gelindiğinde Ankara’dan Elazığ’a gelen bir heyet Atatürk Üniversitesi için istimlak edilen arazileri gezdi. Milli Eğitim Bakanlığı vekâletiyle gelen Müsteşar Nihat Saydam ve ekibi, Vali Abdullah Alanyalı ile etütlerini tamamladı ve ardından bir yüksek teknik okulun Elazığ’da açılacağı duyuruldu. Bu haber üzerine Nurettin Ardıçoğlu, Salim Hazardağlı ve askeri hâkim Mustafa Çahin’in çalışmaları sonucu okulun Elazığ’da açılması kesinleşti. Aynı tarihlerde kampüs projesi yarı final aşamasına açıldı. Yüksek Mimar Yaşar Marulyalı ve Yüksek Mimar Levent Paksüt’ün birlikte hazırladıkları kampüs projesi yarı finali kazanınca projede yer alan binaların inşasını Elazığlı Müteahhit Necmi Çahin üstlendi ve 24 Nisan 1963 tarihindeki törenle yüksekokulun temelleri atıldı.
Yüksekokulun inşaatı devam ederken 1965 yılı başında Elazığ Milletvekili Nurettin Ardıçoğlu ve 25 arkadaşı tarafından “Elazığ’da Fırat Teknik Üniversitesi adıyla bir üniversite kurulması hakkında kanun teklifi” hazırlanarak meclise sunuldu. Atatürk Üniversitesi’nin Elazığ yerine Erzurum’da açılması üzerine kendini fesheden Atatürk Üniversitesini Kurma ve Yaşatma Derneği’nin yerine, Ardıçoğlu’nun kanun teklifine destek sağlamak amacı ile Dönemin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sıtkı Arpacı başkanlığında “Fırat Üniversitesi’ni Kurma ve Yaşatma Derneği” kurularak yeniden çalışmalara başlandı. Ancak aynı yıl içinde genel seçimlere gidildiğinden, Milletvekili Ardıçoğlu’nun kanun teklifi mecliste görüşülemedi.
Tüm bunlar yaşanırken Elazığ’da yüksekokulun birinci bölümünün inşaatı tamamlanmıştı. 16 Eylül 1967 yılına gelindiğinde Milli Eğitim Bakanlığı Teknik Öğretim Müsteşarı Akif Tunçer ve Yıldız Teknik Okulu öğretim üyeleri Elazığ’a gelerek bazı incelemelerde bulundular. Tunçer o dönem basına verdiği demeçte şu ifadeleri kullanmıştı: “Yüksek Teknik Okulu’nda yapmış olduğumuz inceleme bitmiştir. 1967-68 eğitim ve öğretim ders yılı için okulun faaliyete geçmesi arzumuzdur. Ayrıca İstanbul Teknik Öğretim üyesi Adnan Kuruyazıcı’nın Elazığ Yüksek Teknik Okulu Müdürlüğü’nü kabul etmesi büyük bir dayanağımız olmaktadır. Bu yıl ancak makine ve inşaat bölümlerini açabileceğiz…”
139 öğrenci ve 2 öğretim elemanıyla başlayan serüven
Öğretimin başladığı gün kadroda Yüksek Mimar Adnan Kuruyazıcı ve Doktor Memnune Bildik dışında öğretim elemanı yoktu. Bunun üzerine Yüksek Teknik Okulun Müdürü Adnan Kuruyazıcı teşvikiyle Keban Barajı yapımında çalışan mühendisler yarı zamanlı olarak derslere girdi. Yıllar içinde öğretim elemanı sayısı 9’a yükseldi; fakat kadrolu öğretim elemanı eksikliği nedeniyle Ankara, İstanbul ve İzmir’deki yükseköğretim kurumlarından davet edilen öğretim elemanlarıyla eğitime devam edildi.
3 Haziran 1969 tarihinde yayımlanan 1184 sayılı kanunla yüksek teknik okulların devlet mühendislik ve mimarlık akademilerine dönüştürülmesine karar verildi. Bu karar ile Elazığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi özerk statüye kavuştu. Akademi bu yapısıyla hızla gelişerek 1971 yılında ilk mezunları olan 73 öğrenciyi mezun etti. 1972 yılında ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin desteğiyle elektrik mühendisliği bölümü açıldı. Böylece bölüm sayısı üçe çıkmıştı. 1974 yılına kadar laboratuvarların kurulması tamamlanamadığından programda gerekli düzenlemeler yapılarak 3. ve 4. sınıflardaki öğrenciler İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesine gönderildi. Laboratuvarlar tamamlanıncaya kadar bu durum böyle devam etti. O günkü şartlarda öğretim elemanı sayısı tamamlanamadığından akademi her yıl kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyordu.
Veterinerlik Fakültesi öğretime başlayınca Devlet Planlama Teşkilatı harekete geçti. Teşkilat ve Bakanlar Kurulu tarafından alınan ve 11 Ocak 1971’de 13270 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararla Elazığ’da bir üniversite kurulması resmiyet kazandı. Kurulacak üniversitenin hazırlıkları için Elazığ Valisi Zekeriya Çelikbilekli’nin başkanlığında, Elazığ Veterinerlik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Temizer, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahir Özgencil, Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Başkanı İsmail Çengel, Öğretim Üyesi Kerim Sunguroğlu, Keban Holding İdare Meclisi Başkanı Nurettin Ardıçoğlu’ndan oluşan bir ön komite belirlendi. Komite ilk toplantısında Elazığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi ile Veterinerlik Fakültesinin, Elazığ’da kurulacak üniversitenin birer nüvesi olmasına karar verdi. 23-25 Nisan 1971 tarihinde Temizer’in başkanlığı ve devlet büyüklerinin katıldığı toplantıda kuruluş esasları belirlendi. Kurulacak üniversitenin isim sahibi Elazığ Milletvekili Nurettin Ardıçoğlu 1965’te TBMM’ye Elazığ’da Fırat Teknik Üniversitesi Kurulması Hakkında Kanun teklifini sunmuştu ve nihayetinde üniversite Elazığ Fırat Üniversitesi adını aldı.
İlk Fakülteler: Veterinerlik, Fen ve Edebiyat
Kanun gereği üniversite sıfatını almak için Veterinerlik harici 2 fakülteye daha ihtiyaç vardı. 1975 yılında Veterinerlik Fakültesinin yanına Fen ve Edebiyat Fakülteleri de eklendi. Fen Fakültesine gönüllü olarak Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Abdullah Kızılırmak, Edebiyat Fakültesine ise Prof. Dr. Gündüz Akıncı dekan olarak atandı. Kuruluş çalışmalarında en ağır yükü alan Prof. Dr. Mustafa Temizer ise Fırat Üniversitesi’nin kurucu ve ilk rektörü olarak seçildi.
Ön lisans düzeyinde eğitim veren Meslek Yüksek Okulları’ndan Tunceli ve Bingöl Meslek Yüksek Okulları, Elektrik ve İnşaat programlarının açılmasıyla 1983 yılında Elazığ’da üniversite tesislerinde öğretime başladı. Günümüzde Bingöl Üniversitesi ve Muş Alparslan Üniversitesine tahsis edilen bölümler o dönemde Fırat Üniversitesi bünyesinde eğitim vermekteydi.
Bugün Fırat Üniversitesinin toplamda 24 araştırma merkezi bulunmaktadır. Üniversite, 9 bin 523 önlisans, 30 bin 803 lisans ve 5 bin 339 lisansüstü olmak üzere toplam 45 bin 665 öğrenci ve bin 862 akademik, bin 511 idari personeli ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir.
Fotoğraflar: Öğr. Gör. Recep Bağcı’nın arşivinden alınmıştır