Haber ve fotoğraf: Beyza Yıldırım
Tabii güzelliğin ortaya çıktığı, İç Anadolu’nun tarihinin hissedildiği, geçmişle günümüze köprü oluşturan Akşehir; birçok medeniyete ev sahipliği yaparken, tarihin de derin izlerini taşıyor. Manevi değerleri, tarihi ve birçok güzelliğin yer aldığı Akşehir üzerinden, Nasrettin Hoca efsanesini Fırat Haber okurları için derledik.
Nasrettin Hoca miti
Nasrettin Hoca; Türk-İslam kültürünün büyük bilgesi ve gülmece ustasıdır. 1208 yılında Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı adı sonradan “Nasrettin Hoca Beldesi” olarak değiştirilen Hortu köyünde doğmuştur. Babası Abdullah Efendi, annesi ise Sıdıka Hanım’dır. Nasrettin Hoca, ilk bilgilerini din görevlisi babasından öğrenmiş. Daha sonra Sivrihisar ve Konya Medresesinde öğrenim görmüş. Kendi köyünde ve Sivrihisar’da imamlık ve vaizlik yapmış. Bilgisini artırmak için Akşehir’e gitmiş. Devrin tanınmış kişilerinden ders almış. Öğrenimi bittikten sonra Akşehir’e yerleşmiş.
Nasrettin Hoca; gerek yaşadığı döneme ve gerekse çağlar sonrasına damgasını vuran, toplumsal yergi ustası ve halk önderidir. Gençliğinden itibaren Akşehir’de yaşamış ve döneminin Akşehir insanından yola çıkarak bütün insanlığa mesajlar yollamıştır. Türbesi de Akşehir’dedir.
Nasrettin Hoca türbesi iki bölümden oluşuyor. Tarihi belgelerden edinilen bilgiye göre, Türbe 14. yüzyılda yapılmış ve 6 yuvarlak sütun üzerine oturtulmuştur. Sonradan dışa, 12 desteğe oturan revak görünümlü çokgen kuruluş yapılmıştır. Türbenin dört tarafının açık, bir tarafının asma kilitle kapalı olması Nasrettin Hoca’nın mizah anlayışını göstergesidir.
Akşehir’de bulunan Nasrettin Hoca’nın maya çaldığı Akşehir Gölü ise, harita üzerinde yüz ölçümü olarak Türkiye’nin 5. büyük gölüdür. Akşehir Gölü, bilinçsiz sulama ve küresel ısınmanın etkisiyle her yıl yok olmaya bir adım daha yaklaşmakta.
Nasrettin Hoca’dan bir fıkra örneği: “Aynı Yaştayız”
Arkadaşları zaman zaman Nasrettin Hoca’ya takılırlarmış, çünkü onun cevaplarından hisse çıkarırlarmış. Yine böyle bir günde Nasrettin Hoca’ya: “Hoca efendi sen mi büyüksün yoksa kardeşin mi?” diye sorarlar. Hoca arkadaşlarının yine kendisine takıldıklarını anlayınca şöyle bir düşündükten sonra gülümseyerek şu cevabı verir: “Geçen yıl anneme bu soruyu sormuştum, o da; ‘Kardeşin senden bir yaş küçük’ demişti. O zamandan bu yana bir yıl geçtiğine göre şimdi aynı yaştayız.”