Dünya sinema tarihinin en önemli isimlerinden kabul edilen, Yeni Dalga akımının temellerini atan Fransız ve İsviçreli yönetmen, senarist ve film eleştirmeni Jean-Luc Godard 91 yaşında hayata veda etti.
Paris’te 3 Aralık 1930 tarihinde doğan Godard, İsviçre’nin Nyon kentinde büyüdü. Babası doktor annesi ise İsviçre’nin tanınmış bankacı ailelerden birinin kızıydı. 2. Dünya Savaşı sonrası İsviçre’de yaşadı. 1940’ların sonuna doğru Sorbonne Üniversitesine Etnoloji okumaya gitti. 1949’da okulu bitirip Paris’e dönen Godard, burada entelektüel dünya ile tanıştı. Farklı sinematografi perspektifi ve üslubuyla kalıpların dışına çıktı. Savaş sonrası Avrupa tarihinde devrim yaratan Godard; Eric Rohmer, Jacques Rivette ve François Truffaut gibi çağdaşlarıyla geleneksel sinema anlayışına eleştirel bir yaklaşım sergileyen Yeni Dalga akımının temellerini attı. Fakat başarılı yönetmen bu akımın getirisi olan başarılarıyla yetinmeyip sosyal meselelere de yöneldi.
Yeni Dalga akımı nedir?
Geleneksel hale gelen sinema anlayışından farklı olarak Nouvelle Vague (Yeni Dalga), belirli bir konu üzerinde birleşip buna göre film çeken genç bir yönetmen grubunun oluşturduğu akımdır. Önemli temsilcileri Jean-Luc Godard, François Truffaut, Jacques Rivette, Eric Rohmer ve Claude Chabrol’dür.
Bu akımda doğal ışık, amatör oyuncular, düşük bütçe tercih edilir. Filmin en önemli unsuru yönetmendir. Öykü bütünlüğü ve doğrusal zaman anlayışı kullanılmaz, izleyici aktif hale getirilir. Karakter ile toplum arasında çok az etkileşim vardır. Oyuncuların birçoğu bu noktada bir yabancılaşma içerisindedirler. Çünkü dâhil oldukları toplum her türlü toplumsal adalet ve düzenden yoksundur. Bu sebepten dolayı da, ana karakterler genellikle marjinal/asi/politik/bohem özelliklere sahiptir. Devamlılığın önemsenmemesi, sıçramalı kurgu, tripotsuz çekimler ve görüntüdeki deformasyonlar olduğu gibi kayda alınır. Klasik yapıda yanlış/hatalı olarak görülen bu bakış açısı Yeni Dalga akımında normal olarak görülmüştür. Yeni Dalga akımının yönetmenleri film eleştirisinden geldikleri için, her filme yeni bir roman gözüyle bakarak yorumlayarak kayda alırlar. Godard, kamerayı çok daha hızlı ve aktüel kullanırken, Truffaut ve Varda ise daha minimal kamera kullanımlarını tercih etmiştir. Genel olarak bakıldığında ise, ana akım Hollywood filmleri ile kıyaslandığında, yeni dalga filmlerindeki özgün kamera kullanımı Avrupa sanat sinemasının bugünkü teknik ve anlatı tercihlerine etki etmiştir.