FIRAT ÜNİVERSİTESİNİN 50 YILLIK TARİHÇESİ: Köklü geçmişten, güçlü geleceğe…

0
11

Hazırlayan: Arş. Gör. İlkay Ceren Sönmez

Fırat Nehri’nin içinden aktığı verimli topraklarda, ilme olan inancın tam olduğu ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim Fırat havzasında fikir dünyasının gelişmesine vesile olan Fırat Üniversitesi, 50. yaşını kutluyor. Türkiye’de eğitim ve öğretimin mihenk taşlarından olan, Anadolu’dan birçok gencin yönünü bulmasını sağlayan Fırat Üniversitesi, 1975’ten bugüne ilmin ve kültürün koruyucusu ve aktarıcısı olmaya devam ediyor.

Uçsuz bucaksız kültür mirasına ev sahipliği yapan Elazığ’da ilim ve bilime karşı güçlü bir ilgisi olan halk, her türlü imkânı seferber ederek gelecek nesiller için yükseköğretimi tutku haline getirmişti. Bu ilgi 1952’de Ankara’dan duyuldu ve Demokrat Parti tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dile getirildi. Doğu Anadolu’da Atatürk’ün isminin verileceği bir üniversite konusu meclise taşınınca, Elazığ halkı ivedilikle harekete geçti. O dönemki Elazığ çevresi tarafından “Atatürk Üniversitesini Kurma ve Geliştirme Derneği” kurularak üniversitenin Elazığ’da açılması için çalışmalar başlatıldı. Derneğin amacı üniversitenin kurulacağı yeri ve kamulaştırmaları tespit etmek ve üniversite kuruluşu için gelen misafirleri ağırlamaktı.

“En mesut günümüz üniversiteyi bağrımıza bastığımız gün olacaktır”

Elazığ’da ilmin ve bilimin geliştirilmesi çabası 1940’lara dayanmaktadır. O dönemlerde İstanbul Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi son sınıfında olan Yüksek Mimar Zeki Ersoy, Elazığ Talebe Yurdu’nun kurulması için çalışmalara başladı. Başta Nurettin Ardıçoğlu, Fikret Sanaç, Bahaddin Pamukçu, Alaaddin Saka, Mustafa Altundoğan, Remzi Özen ve Zeki Ersoy olmak üzere toplam 7 kişi birleştirerek 20 Mart 1944 günü İstanbul’da Elazığ Lisesinden Yetişenler Cemiyeti’ni kurdu. Cemiyeti önemli kılan nokta Elazığ’ın gelişmesi için her türlü çalışmanın gerçekleştirilmesiydi. Cemiyette folklor geceleri, yurt açılışları, öğrencilere yardım gibi birçok etkinlik düzenlenmişti.

Cemiyete yıllarca hizmet eden Yüksek Mimar Zeki Ersoy, tasarladığı bir resmi dönemin bakanları ve milletvekillerine gümüş çerçevede sundu. Resimde Türkiye haritası üzerinde Elazığ’dan doğan ışıklar ve “Atatürk Üniversitesinin Nurlu Işıkları” sloganını içeren bir sunum yer alıyordu. Dikkat çeken nokta ise resmin altında yer alan “En mesut günümüz üniversiteyi bağrımıza bastığımız gün olacaktır” mesajıydı. Bu tanıtımın ardından Atatürk Üniversitesini Kurma ve Geliştirme Derneği’ne birçok yerden destek geldi. Köylüsünden şehrilisine, öğretmeninden sanayicisine, muhtarından belediye başkanına kadar Elazığ halkı dernek etrafında kenetlendi.

1951 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 15 profesörden oluşan bir kurul oluşturuldu ve kurulun yaptığı çalışmalar sonucu Doğu’da kurulacak üniversitenin en uygun yerinin Elazığ olduğu belirlendi. 1952 yılında bu teklif meclise sunuldu ancak teklifin konusu 1953 yılını buldu. Yürütülen çalışmalar 1954 yılı içinde olumlu sonuçlarını vermeye başladı. Amerika Birleşik Devletleri’nin Nebraska Üniversitesinden davet edilen bilim insanlarının da katıldığı inceleme heyetleri, Doğu Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde yaptıkları incelemeler sonucunda Doğu illerinde kurulması düşünülen Atatürk Üniversitesi’nin en uygun yerinin Elazığ olacağı görüşlerini hükümete sundu. Bu görüşler esas alınarak, üniversitenin Elazığ’da kurulması için ön görülen kampüs yeri ve uygulama alanlarının istimlak edilmesi hususunda Milli Eğitim Bakanlığı’nca Elazığ Valiliğine 1954 yılı başlarında gerekli yazılı emir gönderildi.

Halkın ve devletin desteğiyle kurulan bir üniversite

Elazığ’da sevinçle karşılanan bu emir üzerine şehrin 12 kilometre batısındaki Kesikköprü, 10 kilometre doğusundaki Yurtbaşı ve şehir merkezinde, uzman heyetlerce belirlenen toplam 15 milyon metrekarelik alanın istimlak işlemlerine hemen başlandı. 1954 yılı rayiçlerine göre istimlak bedeli 12 milyon liranın üzerinde tuttu ancak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yalnızca 1,5 milyon liradan fazla istimlak bedeli ödenmeyeceği bildirilmişti. Bunun üzerine dönemin Elazığ Valisi Hıfzı Ege, ekibine arsa ve arazi sahipleriyle görüşüp durumun anlatılması ve fedakârlık istenmesi kararını iletti. Halk bu talebi olumlu bir şekilde karşıladı ve arazilerinin gerçek değerlerinin onda biri civarında bir bedelle kamulaştırmayı kabul etti. Arazisini üniversite yapılması karşılığında veren vatandaşlara yerel gazeteler vasıtasıyla ilan verilerek teşekkür edildi.

Artık geriye üniversitenin Elazığ’da kurulması için Bakanlar Kurulu kararının beklenmesi kalmıştı. Dönemin TBMM Başkanı Refik Koraltan, Elazığ Belediye Binası önünde toplanan ve “Üniversite… üniversite…” diye tempo tutan Elazığ halkına “Meraklanmayın üniversitemizin müjdesini sayın başbakanımız yakında verecektir” müjdesini verdi. Bu müjdenin üzerinden bir ay geçmesine ve yapılan girişimlere rağmen dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Atatürk Üniversitesi’nin Erzurum’da açılmasına karar verdi. Aynı gün radyoların öğlen haberlerinde duyulan kararın ardında Celal Bayar’ın Erzurum ziyaretindeyken halktan aldığı üniversite talebi vardı. Elazığ halkı bu durumu oldukça içerledi; hükümete telgraflar çekildi ve yerel basın aracılığıyla tepkiler gösterildi.

Nihayetinde, Atatürk Üniversitesi için Elazığ’da istimlak edilen arsalar, amacına uygun olarak kullanılmayınca mal sahipleri verdikleri bu yerleri geri almak için beklemeye başladı. Tam da o dönemlerde hükümet yeni bir teklifte bulundu ve 7475 sayılı kanun ile iki yüksek teknik okulun açılması ve yerlerinin seçilmesi hususunda hükümete yetki verildi. 1960 yılına gelindiğinde dönemin valisi İlhami Ertem öncülüğünde yürütülen çalışmalar sonuç verdi ve kurulması düşünülen okullardan birinin Elazığ’da açılması hakkında Bakanlar Kurulu kararı yayımlandı. İlerde teknik üniversiteye dönüştürüleceği belirtilen okul için halk yeniden seferber oldu fakat 27 Mayıs 1960 darbesiyle çalışmalar sekteye uğradı. 1961’in Şubat ayında Elazığ halkı bir kez daha şansını deneyerek Milli Birlik Komitesi’ne Atatürk Üniversitesi’nin Elazığ’da kurulması gerektiğini belirterek daha önce yapılan çalışmaların yeniden incelenmesine dair dilekçeler iletti. Fakat askeri komite bu dilekçeyi dikkate almadı zira ordunun Erzurum’daki konumu ve önemi bu kararın etkilenmesine neden oluyordu.

Mayıs ayına gelindiğinde Ankara’dan Elazığ’a gelen bir heyet Atatürk Üniversitesi için istimlak edilen arazileri gezdi. Milli Eğitim Bakanlığı vekâletiyle gelen Müsteşar Nihat Saydam ve ekibi, Vali Abdullah Alanyalı ile etütlerini tamamladı ve ardından bir yüksek teknik okulun Elazığ’da açılacağı duyuruldu. Bu haber üzerine Nurettin Ardıçoğlu, Salim Hazardağlı ve askeri hâkim Mustafa Çahin’in çalışmaları sonucu okulun Elazığ’da açılması kesinleşti. Aynı tarihlerde kampüs projesi yarı final aşamasına açıldı. Yüksek Mimar Yaşar Marulyalı ve Yüksek Mimar Levent Paksüt’ün birlikte hazırladıkları kampüs projesi yarı finali kazanınca projede yer alan binaların inşasını Elazığlı Müteahhit Necmi Çahin üstlendi ve 24 Nisan 1963 tarihindeki törenle yüksekokulun temelleri atıldı.

Yüksekokulun inşaatı devam ederken 1965 yılı başında Elazığ Milletvekili Nurettin Ardıçoğlu ve 25 arkadaşı tarafından “Elazığ’da Fırat Teknik Üniversitesi adıyla bir üniversite kurulması hakkında kanun teklifi” hazırlanarak meclise sunuldu. Atatürk Üniversitesi’nin Elazığ yerine Erzurum’da açılması üzerine kendini fesheden Atatürk Üniversitesini Kurma ve Yaşatma Derneği’nin yerine, Ardıçoğlu’nun kanun teklifine destek sağlamak amacı ile Dönemin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sıtkı Arpacı başkanlığında “Fırat Üniversitesi’ni Kurma ve Yaşatma Derneği” kurularak yeniden çalışmalara başlandı. Ancak aynı yıl içinde genel seçimlere gidildiğinden, Milletvekili Ardıçoğlu’nun kanun teklifi mecliste görüşülemedi.

Tüm bunlar yaşanırken Elazığ’da yüksekokulun birinci bölümünün inşaatı tamamlanmıştı. 16 Eylül 1967 yılına gelindiğinde Milli Eğitim Bakanlığı Teknik Öğretim Müsteşarı Akif Tunçer ve Yıldız Teknik Okulu öğretim üyeleri Elazığ’a gelerek bazı incelemelerde bulundular. Tunçer o dönem basına verdiği demeçte şu ifadeleri kullanmıştı: “Yüksek Teknik Okulu’nda yapmış olduğumuz inceleme bitmiştir. 1967-68 eğitim ve öğretim ders yılı için okulun faaliyete geçmesi arzumuzdur. Ayrıca İstanbul Teknik Öğretim üyesi Adnan Kuruyazıcı’nın Elazığ Yüksek Teknik Okulu Müdürlüğü’nü kabul etmesi büyük bir dayanağımız olmaktadır. Bu yıl ancak makine ve inşaat bölümlerini açabileceğiz…”

139 öğrenci ve 2 öğretim elemanıyla başlayan serüven

28 Ekim 1966 yılında yapılan sınavda kazanan öğrenciler henüz okul faaliyette olmadığı için İstanbul Yüksek Teknik Okulu’na gönderildi. 39’u inşaat ve 38’i de makine bölümü öğrencisi olmak üzere toplam 77 öğrenci burslu olarak lisans eğitimine başladı. 1967 yılına gelindiğinde Yüksek Teknik Okulun ilk etapta makine bölümü, inşaat bölümü, temel bilimler binası, idare binası, lojmanlar, misafirhane ve ısı merkezi tamamlanmıştı. Yüzde 70’i sanat okulu ve enstitülerinden, yüzde 30’u da lise mezunlarından olmak üzere; toplam 139 öğrencinin kayıt yaptırması istendi ve özlemle beklenen yüksekokul 27 Kasım 1967’de eğitim ve öğretime açıldı.

Öğretimin başladığı gün kadroda Yüksek Mimar Adnan Kuruyazıcı ve Doktor Memnune Bildik dışında öğretim elemanı yoktu. Bunun üzerine Yüksek Teknik Okulun Müdürü Adnan Kuruyazıcı teşvikiyle Keban Barajı yapımında çalışan mühendisler yarı zamanlı olarak derslere girdi. Yıllar içinde öğretim elemanı sayısı 9’a yükseldi; fakat kadrolu öğretim elemanı eksikliği nedeniyle Ankara, İstanbul ve İzmir’deki yükseköğretim kurumlarından davet edilen öğretim elemanlarıyla eğitime devam edildi.

3 Haziran 1969 tarihinde yayımlanan 1184 sayılı kanunla yüksek teknik okulların devlet mühendislik ve mimarlık akademilerine dönüştürülmesine karar verildi. Bu karar ile Elazığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi özerk statüye kavuştu. Akademi bu yapısıyla hızla gelişerek 1971 yılında ilk mezunları olan 73 öğrenciyi mezun etti. 1972 yılında ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin desteğiyle elektrik mühendisliği bölümü açıldı. Böylece bölüm sayısı üçe çıkmıştı. 1974 yılına kadar laboratuvarların kurulması tamamlanamadığından programda gerekli düzenlemeler yapılarak 3. ve 4. sınıflardaki öğrenciler İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesine gönderildi. Laboratuvarlar tamamlanıncaya kadar bu durum böyle devam etti. O günkü şartlarda öğretim elemanı sayısı tamamlanamadığından akademi her yıl kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyordu.

Elazığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi bünyesinde bu gelişmeler olurken diğer yandan da Veteriner Fakültesinin Elazığ’da açılması için çalışmalar başlatıldı. Dönemin Elazığ Valisi Yusuf Yakupoğlu, yeni bir girişimde bulunarak 3 Şubat 1967 tarihinde Ankara Üniversitesi Rektörlüğüne gönderdiği yazı ile Elazığ’da Ankara Üniversitesine bağlı bir veterinerlik fakültesi kurulmasını talep etti. Bu fakülteyle hem Elazığ’da hayvancılığın geliştirilmesi sağlanacak hem de ileride kurulacak üniversitenin ikinci fakültesi açılmış olacaktı. Teklif Ankara Üniversitesi senatosunda 30 Nisan 1967 günü görüşülerek kabul edildi. Veterinerlik Fakültesi Dekanlığına seçilen Mustafa Temizer, fakültenin kurulması ve kadro kanunun çıkarılması için gerekli çalışmalara başladı. Temizer, veterinerlik fakültesi için geçici bir bina tahsis etti; üç odalı dersliklerin olduğu binada 1 profesör, 1 doçent ve 11 eğitim elemanı çalışmaya başladı. Geçici olarak bina ihtiyacı karşılanan fakültede 7 Kasım 1970 günü toplamda 65 öğrenciyle eğitim resmen başladı. Öğretim elemanlarının birçoğu şehir dışında ikamet ediyordu fakat derslerini aksatmadan her hafta uçakla yolculuk yapıyorlardı.

Veterinerlik Fakültesi öğretime başlayınca Devlet Planlama Teşkilatı harekete geçti. Teşkilat ve Bakanlar Kurulu tarafından alınan ve 11 Ocak 1971’de 13270 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararla Elazığ’da bir üniversite kurulması resmiyet kazandı. Kurulacak üniversitenin hazırlıkları için Elazığ Valisi Zekeriya Çelikbilekli’nin başkanlığında, Elazığ Veterinerlik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Temizer, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahir Özgencil, Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Başkanı İsmail Çengel, Öğretim Üyesi Kerim Sunguroğlu, Keban Holding İdare Meclisi Başkanı Nurettin Ardıçoğlu’ndan oluşan bir ön komite belirlendi. Komite ilk toplantısında Elazığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi ile Veterinerlik Fakültesinin, Elazığ’da kurulacak üniversitenin birer nüvesi olmasına karar verdi. 23-25 Nisan 1971 tarihinde Temizer’in başkanlığı ve devlet büyüklerinin katıldığı toplantıda kuruluş esasları belirlendi. Kurulacak üniversitenin isim sahibi Elazığ Milletvekili Nurettin Ardıçoğlu 1965’te TBMM’ye Elazığ’da Fırat Teknik Üniversitesi Kurulması Hakkında Kanun teklifini sunmuştu ve nihayetinde üniversite Elazığ Fırat Üniversitesi adını aldı.

İlk Fakülteler: Veterinerlik, Fen ve Edebiyat

Kanun gereği üniversite sıfatını almak için Veterinerlik harici 2 fakülteye daha ihtiyaç vardı. 1975 yılında Veterinerlik Fakültesinin yanına Fen ve Edebiyat Fakülteleri de eklendi. Fen Fakültesine gönüllü olarak Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Abdullah Kızılırmak, Edebiyat Fakültesine ise Prof. Dr. Gündüz Akıncı dekan olarak atandı. Kuruluş çalışmalarında en ağır yükü alan Prof. Dr. Mustafa Temizer ise Fırat Üniversitesi’nin kurucu ve ilk rektörü olarak seçildi.

1982 yılına kadar Elazığ’da biri Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi, diğeri Fırat Üniversitesi olmak üzere iki ayrı ve özerk Yükseköğretim Kurumu hizmet verdi. Bunlardan Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi yerleşim planında öngörülen temel bilimler, mimarlık, inşaat, elektrik, makine mühendisliği öğretim binaları, konferans ve toplantı salonları, kütüphane, dinleme salonu, uygulama atölye ve laboratuvarları, bilgisayar merkezi, araç bakım ve onarım tamirhanesi, garaj, marangozhane, lojman, cami, ısı merkezi, başkanlık idare binası, trafo merkezi, açık ve örtülü oto parkları, spor alanları, iç ve dış aydınlatma ağı, su depoları, yol-su-elektrik-kanalizasyon şebekeleri, artezyen su pompa istasyonu gibi yapı ve tesisleri tamamlanmıştı. Akademi, bahçe tanzimi ve ağaçlandırma çalışmaları devam etmekte olan modern bir kampüse dönüştü. O dönem Fırat Üniversitesi gelişimiyle üniversitelerde dahi olmayan konferans salonu, toplantı salonları, misafirhane, kapalı spor salonu, açık spor salonu, açık spor alanları, matbaa tesisleri, laboratuvarları, atölyeleri, kütüphanesi ve bilgi işlem merkezleri gibi imkanlarıyla bölgesindeki en iyi eğitim kurumlarından biri haline geldi. Akademik kadrosunda yarı zamanlı öğretim elemanları ile birlikte 10 profesör, 14 doçent, 6’sı doktoralı 38 öğretim görevlisi ve bir kısmı kendi bünyesinde bir kısmı diğer üniversitelerde doktora ve yüksek lisans çalışmalarına başlamış 60 asistanı ve bu şartlarda mezun olan 1412 mühendisi ile Türkiye’nin ender öğretim kurumlarından biri oldu.

11 Nisan 1975’te kurulan Fırat Üniversitesinde sırasıyla Veterinerlik, Fen ve Edebiyat fakülteleri açıldı. Fen Fakültesinde Fizik, Biyoloji, İstatistik, Kimya, Matematik, Fen ve Gök Bilimleri bölümleri yer alırken; Edebiyat Fakültesinde Türk Dili ve Edebiyatı, Arkeoloji, Sanat Tarihi, Coğrafya, Eski Asya Dilleri, Kütüphanecilik, Toplum Bilimleri, Tarih bölümleri öğrencileriyle buluştu. 1983 yılında çıkarılan kararnâme ile Fen ve Edebiyat fakülteleri birleştirilerek Fen-Edebiyat Fakültesi halini aldı. Yeni düzenlemenin ardından Fizik ve Kimya bölümleri mühendislik adı altında eğitime devam ederken; Antropoloji bölümü Sosyoloji Bölümü olarak değiştirildi.

1983’te Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri, Dahili Tıp ve Cerrahi Bilimleri bölümlerinden oluşarak kuruldu. 1992 ve 1997 yılları arasında da Mühendislik Fakültesinde de Çevre, Bilgisayar, Elektrik Elektronik, Makine, Kimya, Metalurji mühendisliği bölümleri hizmet vermeye başladı.

1983 yılında Teknik Eğitim Fakültesi ile birlikte makine, yapı ve metal eğitimine dair teknik ve uygulamalı eğitimler başladı. Eğitim Bilimleri bölümünün de katılmasıyla pedagojik formasyon verilmeye başlandı. 1983 yılında Fen, Sağlık ve Sosyal Bilimler Enstitüleri kurularak lisansüstü eğitimler verilmeye başlandı. 1982’de açılan Su Ürünleri Yüksekokulu 1992 yılında Su Ürünleri Mühendisliği unvanını aldı.

Ön lisans düzeyinde eğitim veren Meslek Yüksek Okulları’ndan Tunceli ve Bingöl Meslek Yüksek Okulları, Elektrik ve İnşaat programlarının açılmasıyla 1983 yılında Elazığ’da üniversite tesislerinde öğretime başladı. Günümüzde Bingöl Üniversitesi ve Muş Alparslan Üniversitesine tahsis edilen bölümler o dönemde Fırat Üniversitesi bünyesinde eğitim vermekteydi.

Bugün Fırat Üniversitesinin toplamda 24 araştırma merkezi bulunmaktadır. Üniversite, 9 bin 523 önlisans, 30 bin 803 lisans ve 5 bin 339 lisansüstü olmak üzere toplam 45 bin 665 öğrenci ve bin 862 akademik, bin 511 idari personeli ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir.

 

Fotoğraflar: Öğr. Gör. Recep Bağcı’nın arşivinden alınmıştır