5 bin yıldır süren kültür: Tandır ekmeği

0
907

Haber: Heval Yaşar

Tandır kültürü, 5 bin yıllık geçmişiyle Selçuklu dönemine dayanıyor. Anadolu’da kuşaktan kuşağa aktarılan bu gelenek, bugünlere annelerden çocuklara geçerek gelmiş. Özellikle, günümüzde de kırsal Anadolu’nun birçok yerinde kullanılan tandır, insanlığın geleneksel mirasının önemli bir parçası olmayı sürdürüyor.

Tandır, “kapalı bir ocak, fırın” anlamına gelen “Tennur” sözcüğünden türemektedir. Tandır geleneğini Anadolu’nun hemen her yerinde görmek mümkün. Bu kültüre özellikle Doğu ve Güneydoğu’nun kırsal kesimlerinde rastlanır.

Tandır ilk olarak ısınma amaçlı düşünülmüş ve toprak evlerin altına dizayn edilmiş. Zaman içinde evin ortasında bulunan tandır, aynı zamanda ekmek fırını olarak kullanılmaya başlanmış. Başlangıçta tavanda bacası olan evlerde kullanılırmış. Daha sonraları evin dışında da yapılmaya başlanarak içinde et ve ekmek pişirilmesine uygun duruma getirilmiş. Son zamanlarda bu durum gelişme göstererek “tandır evi” ya da “tandır başı” denilen kapalı mekanlara taşındı. Çamurdan yapılan tandır ya yere gömülerek ya da yüksekliği insan beline gelecek şekilde etrafı örtülerek konuşlandırıldı.

Tandır ocağının yapımı zor ve zahmetli, sanat gerektirmeyen ama bilgi ve beceri de isteyen bir iş. Tandır için killi toprak güzelce elenir. İçerisine saman ve keçi kılı katılır. Pişirme aşamasında ise, sabahın en erken saatlerinde başlayan zorlu süreç, yaklaşık 4 saate yakın sürüyor.

Tandır ekmeği, Ortadoğu ve Asya’ da sıklıkla yenen ince ve oldukça gevrek bir çeşit ekmektir. Yerde açılan ve etrafı çamurla sıvanmış bir çukurun içinde pişirilir. Yufka gibi oklava ile bir buçuk santim kalınlığında açılır. Üzerine un, susam ve su serpilir. Bundan sonra ekmek ocağının iç duvarına yapıştırılarak pişirilir. Bu ekmeğin en büyük özelliği uzun süre bozulmadan kalabilmesidir.