Haber ve Fotoğraf: Furkan Şahin
Aşçılık mesleğine gönül veren ve çeşitli restoran zincirlerinde çalışmış olan tecrübeli şef Gülay Şahin yaptığı işin inceliklerini ve aşçılık mesleğini anlattı. 1976 Zonguldak doğumlu olan Şahin, 2 çocuk annesi. Mesleğine tutkuyla bağlı olduğunu dile getiren Şahin, ilk önce usta yardımcılığı ve mutfak şefi olarak bu işe başladığını söyleyerek, Amasya Üniversitesinin başlatmış olduğu projede 2010 yılında Aşçılık-Pastacılık sertifikası almaya hak kazandığını ve Erzurum’un tanınmış restoranlarında aşçılık yapmaya başlayarak lezzetli yemekleri insanlarla buluşturduğunu ifade etti.
Aşçılık bir sanattır diyerek konuşmasına başlayan Gülay Şahin şunları söyledi: “Yemek yapmayı çok seviyorum. Aşçılık bir sanattır. Eğer insan bir işi seviyorsa başarıyla yapar. Ben işimi çok seviyorum. Ayrıca sunum yapmayı, dekor vermeyi, bir ürünü sunum yaparken duyduğum mutluluğu anlatamam. Özellikle bir ürün çıkardığımda aldığım övgülerdeki duygu bir başkadır. Ben mesleğime aşığım ve tutkuyla bağlıyım. Yeni tarifler oluşturmayı oldukça fazla seviyorum. Ayrıca araştırmayı farklı restoranlara gidip menüleri tadıp, uygulamayı severim. Sosyal medyanın da bizim sektörümüzde gücü inanılmaz. İyi yanları da kötü yanları da var tabiki… Kimse bunun aksini söyleyemez sanırım. İyi yanlarına bakacak olursak istediğiniz yemeğe ulaşabilme imkanı olabiliyor. İnsanların neler yaptığını görebiliyoruz. Bu müthiş bir şey, oradan bile ilham alınabilir, yorumları okuyabilir, kendinize notlar alabilirsiniz. Ben de yemek ve menülerimi zenginleştirmek için günde bir saatimi sosyal medyaya ayırıyorum diyebilirim. Kötü tarafları ise çok fazla yemek tarifi veya yorum olabiliyor. Bazı tarifler doğru olmayabiliyor. Bu işi hakkı ile yapan birçok kişi olduğunu da söylemek gerekir.”
Mutfakta çalışırken disiplin ve temizliğin çok önemli olduğunu dile getiren Şahin, “İlk etapta, mutfakta olmazsa olmazımız disiplin ve temizliktir diyebilirim. Benim mutfağımda basit ürünler bile rahatça hazır olmalıdır; doğramak için doğrama tahtası ve aşçı bıçağı gibi… Kesme tahtası mutfağın demir taşıdır. Hazırlıkların tamamen bitmiş ve siparişlere hazır olması en önemli unsurdur.” dedi.
Koronavirüs salgını sürecinde mutfakta çalışan diğer aşçılarla nasıl çalıştıklarına da değinen Şahin, “Covid-19 sürecinde sokağa çıkma yasağı dönemlerinde izin kullandık. Mutfağımızda çalışan 5 aşçımız var ve sırasıyla yıllık izinlerimizi kullanmış olduk; geri kalan aşçımız ise restoran servislerimizle ileteceğimiz yemeklerimizi yapmaya devam etti. Hijyen kuralları, maske, eldiven ve mesafemize dikkat ederek işlerimizi devam ettiriyoruz. Çalıştığımız yer bu konuda disiplinin hat safhada olduğu bir yer. Birbirimize destek olarak elimizden gelen özveriyi gösterip hep birlikte bu süreci de atlatacağız inşallah. Bu tür konularda ekip işi önemli bir rol oynamaktadır. Hijyen bizim için çok önemli bir kavramdır. Bu süreç içerisinde maske ve eldiven kullanımına, çalışma arkadaşlarımızla sosyal mesafeyi korumaya dikkat ediyoruz. Şayet ellerimizi yıkamamız gerektiğinde bol su ve sabunla yirmi saniye boyunca yıkıyoruz. Ürünlerimizin ve kullandığımız araç ve gereçlerin temizliğine ve yanımızda çalışan çalışanların sağlık durumuna dikkat ederek önlemlerimizi bu şekilde sağlamaya çalışıyoruz. Salgın sürecinden dolayı restoranımızda misafirlerimizi ağırlama olanağı bulamadığımız için biz de buna uygun olarak kolay tüketilebilen yiyeceklere öncelik veriyoruz. Pizza, hamburger, sandviç, dürümler çok tercih edilen yiyecekler. Bu ürünlerimizi de müşterilerimizin evlerine araçlarımızla ulaştırıyoruz.” şeklinde konuştu.
Şahin, aşçı olmak isteyenlere şu tavsiyelerde bulunarak konuşmasını sonlandırdı: “Öncelikle her meslek grubunda olduğu gibi işinizi severek yapmak önemli. Odaklanma problemi yaşamamak ve öğrenmeye açık olmak lazım. En ufak bir hata ile en başa dönülebileceği için sabırlı olmalı ve pes etmemek gerekir. Yeni tarifleri keşfedebilmek adına mutfakta çeşitli kombinasyonları yapabilmeye açık olmak gerekir. Ayrıca diğer ülke mutfaklarını da araştırıp öğrenmekte fayda var.”
