Fermuar: kim, ne zaman icat etti?

0
753

Fermuarın mucidi olarak Whitcomb Judson görülse de günümüzdeki fermuara en yakın tasarımı Gideon Sundback geliştirmiştir.

Gün içinde acil bir toplantı için sizi aradılar. Her ne kadar daha önceden planlanmamışsa da mümkün olduğunca şık şekilde toplantıya katılmak istiyorsunuz. Hazırlanmak için çok fazla zamanınız da yok. Hemen çantanıza ihtiyaç duyduğunuz şeyleri koyuyor, kıyafetleriniz arasından şık olabileceğini düşündüğünüz birini seçiyor, çizmelerinizi giyiyor, fermuarlarını çekip son hazırlıklarınızı yapıyor ve toplantıya katılmak üzere evden çıkıyorsunuz. Her şeyi çabucak halledebildiniz. Çünkü hem kıyafetinizi hem çantanızı hem de çizmenizi pratik şekilde kapatmanızı sağlayan bir yardımcınız vardı: fermuar. Peki, bundan asırlar önce yaşasaydınız bu işi bu kadar kısa sürede kolayca halledebilir miydiniz? İnsanlar fermuardan önce bu amaçla ne kullanıyordu? Fermuar neden ve nasıl icat edildi? Gelin bu soruların cevaplarını hep birlikte öğrenelim.

Adını Latincede “sağlama almak”, “kapatmak” anlamlarına gelen firmare kelimesinden alan fermuar, iki parça materyali birleştirmek için kullanılan bir aparattır. Fermuar, güçlü bir bandın iki yanına kenetlenmiş bir dizi dişe sahiptir. Fermuardaki her bir dişte çıkıntılar ve oyuklar bulunur. Sürgü kaydırılarak iki parça bir araya getirildiğinde bu çıkıntı ve oyuklar birbirine kenetlenir ve dişler birbirinden ayrılmaz.

Yüzyıllar boyunca insanlar kıyafetleri ve çantaları kapatmak için düğmeler, kancalar, kopçalar, çıtçıtlar ve bağcıklar kullandı. Çok sayıda girişimci bu işi daha pratik hâle getirmek için çalışmalar yaptı. Bunlardan biri de dikiş makinesini icat edenlerden biri olan Elias Howe’du. Howe, 1851 yılında ilk fermuar tiplerinden biri için patent alsa da, tasarımı, eski kancalı ve düğmeli kapatma yöntemlerinden çok da farklı değildi. Hem kullanımı zordu hem de üretimi hayli maliyetliydi. Bu nedenle Howe’un tasarımı pek rağbet görmedi.

1890’lı yılların başlarında ABD’li mühendis Whitcomb Judson’ın özellikle çizmelerde kullanılmak üzere patentini aldığı tasarımda ise bir sürgü ile birbirine kenetlenen karşılıklı kanca ve halka sıraları vardı. Lewis Walker adlı bir yatırımcı Judson’ın buluşuna destek olmak amacıyla Evrensel Tutturucu Şirketi adında bir şirket kurdu. Ancak Judson’ın tasarımı sık sık sıkışıyor ve sürekli sorun çıkarıyordu. Başarısız birkaç girişiminin ardından Judson pes etti.

İsveçli mühendis Gideon Sundback, 1910’lu yıllarda, Judson’ın tasarımını geliştirdi ve yeni bir model ortaya çıkardı. Sundback öncelikle kancalardan kurtuldu. Sert bir şerit üzerine tutturulmuş iki diş sırasından oluşan ve “Y” biçimli bir sürgüyle çalışan bu model, günümüzde kullanılan fermuara hayli benziyordu.

1917 yılında ABD Ordusu uçuş tulumlarında bu fermuarları kullanmaya başlayınca icat bir anda popülerlik kazandı. 1930’ların sonlarına doğru moda sektöründe kullanılmaya başlayan fermuarlar artık yok satıyordu. Örneğin 1939 yılında 300 milyon fermuar satıldı. Bu sayı 1950’li yıllara gelindiğinde bir milyarı aşmıştı.

Günümüzde ise fermuar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası hâline geldi. Artık elbise, çanta ya da ayakkabılar dışında su ve hava geçirmemesi gereken birçok özel giysi ve gereçte kullanılıyor. Dalış giysilerinde nikel ve gümüşten yapılmış, çok büyük basınç altında bile sağlam kalabilen fermuarlar bulunuyor. Hava geçirmez uzay giysilerinde de fermuarlardan faydalanılıyor. Fermuarın kullanıldığı bir diğer alan da müzik. İskoçların millî çalgısı gaydaların tulumlarının bir yandan hava ve su geçirmeyecek şekilde kapatılması, bir yandan da temizlik ve nem kontrolü için pratik bir şekilde açılması gerekiyor. Bunun için de fermuarlardan yararlanılıyor. Sağlık alanında ise yaraları kapamak için iki kenarında yapıştırıcı bantlar bulunan silikonla kayganlaştırılmış özel fermuarlar kullanılıyor.

Kaynak: https://bilimgenc.tubitak.gov.tr – Mehmet Sığırcı