“Bu dünyada iki tür insan yaşar: bardağınızı dolduranlar ve onu kurutanlar”

0
627

Haber: Oğuzhan Uzan

Kitap incelemesi…

Bazen insanları sadece konuşarak tanıyamayabiliriz. Ama beden dili, insanı anında ele verir. İşte bu yüzden uzun yıllardır FBI ajanı olan Joe Navarro, “Tehlikeli İnsanların Beden Dili” adlı kitabını kaleme aldı ve meslek hayatında edindiği tecrübeleri insanlarla paylaşarak bir nebze olsa da insanları bu tehlikeliler karşısında bilinçlendirmeyi amaçladı. Kitabı okuyan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki: kitap tamamı ile bilgilendirici bir özelliğe sahip. Okuması rahat olan akıcı kitabın içeriği ile ilgili birkaç bilgi vereceğim ama size tam anlamıyla da kitabı özetlemeyeceğim.

Navarro, bu kitabında en yaygın 4 tehlikeli insan tipini kaleme alıyor

Kitap, 4 farklı bölümden oluşuyor ve bu dört farklı bölümde tehlikeli olan insanları tehlike tipleriyle anlatıyor. Kitabın en çok beğendiğim kısmı ise her bölümün sonunda o bölümle ilgili bir test var. O bölümü okuduktan sonra aslında çevrenizde o özelliklere sahip olan birini mutlaka fark edeceksiniz. O kişiyi baz alarak testi çözdüğünüzde ise test size kişiden uzaklaşmanız gerektiği söyleyecek.

Emekli FBI ajanı olan Navarro, bu kitabında en yaygın 4 tehlikeli insan tipini kaleme alıyor. Bunlar; narsist, yırtıcı, paranoid ve duygusal olarak dengesizler. Kendinizi, ailenizi ve sevdiklerinizi korumak için bu kitabı okumalı ve bilgileri edinmelisiniz. Çünkü bu tehlikeli insanlar okulda, restoranlarda, kafelerde.

“Her şey bende biter.”

Kitapta bulunan bölümlere baktığımızda ilk olarak “narsist” kişiler çıkıyor karşımıza. Narsist kişilikleri anlatan bu bölümün temel cümlesi “her şey bende biter.” Aslında bölümü özetleyen bir cümle. Bu kişiliğe sahip kişiler her durumda kendilerini ön plana atar ve dünyada sadece onlar varmış gibi bir tavır takınırlar. Onlarla dertleşemezsiniz çünkü onlar için önemli olan kendi sorunları. Başkaları onlar için önem arz etmez. Kendi çıkarları için sizi sömürürler.

“Onlar sevgi pıtırcığı iken bir anda ateş üfleyen bir ejderhaya dönebilirler.”

İkinci bölümde ise “duygusal olarak dengesiz” kişilikler karşımıza çıkıyor. Bu cümleyi duyunca eminim ki aklınıza ilk gelen şey ikizler burcu olan insanlardır ama aslında bunun burç ile bir alakası yok. Çünkü bu kişiliğe sahip olan insanlar ne istediğini bilmeyen ve ani duygu değişiklikleriyle karşısındaki insanı yıpratan tiplerdir. Çünkü bir dakikası bir dakikasını tutmayan, bizimle birlikte gülerken birden duygusal durumuna düşüp ortamı geren tipler bizleri çok etkiliyor. Biz farkında olmasak bile bizlerde psikolojik tahribata neden oluyorlar. Çünkü onlar, sevgi pıtırcığı iken bir anda ateş üfleyen bir ejderhaya dönebilirler. Eleştiriyi hazmedemezler. Bir anda olmadık tepkiler verirler ve siz orda hiçbir şey anlamadan kalırsınız.

Paranoid kişilikler

Navarro, kitabın 3’üncü bölümünde ise “Paranoyak” (Paranoid) kişiliklere yer vermiştir. Bu kişilerin temel mantığı “kimseye güvenmezsen zarar görmezsin” şeklinde işlemektedir. Ben bir atasözünü bu kişilerin mantığı için uygun buluyorum, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” Bu kişiler kimseye güvenmezler, nefret ve kine yatkın insanlardır. İnsanları genellikle yalancılıkla suçlarlar. Bu yüzden de çok fazla arkadaşa sahip değillerdir. Çünkü onlara göre hayatta kalmak için kimseyle arkadaşlık kurmamak gerekir. İnsanlar sadece zarar vermek için var olduklarına inanırlar.

“Benim olan benimdir, seninki de benimdir.”

Kitabın sonuncu bölümünde ise en çok rastlanılan tiplerden biriyle tanışıyoruz. Navarro bu kişileri “yırtıcı” olarak tanımlamıştır. Çünkü bu kişilerin temel mantalitesi “benim olan benimdir, seninki de benimdir.” Aslında bu cümleden az çok anlıyorsunuz ne demek istenildiğini. Bu kişiler tam anlamıyla doyumsuz kişilerdir. Kendilerine ait olan şeylerle yetinmezler. Hep daha fazlasını isterler. Pişmanlık duymazlar. Yüzleri asla kızarmaz. Bu kişiler genelde zeki ve çekici tipler oldukları için bunu kullanırlar ve kendilerini kamufle ederler. En çok yaptıkları şey ise yalan söylemek, aldatmak ve yarı yolda bırakmaktır. Karşı tarafı düşünmezler. Bunlar taciz eden, ikiyüzlü, çelişkili kişilerdir.

Kitabı okuduktan sonra aslında benim yazdıklarımın sadece bir bilgi olduğunu anlayacaksınız. Kitabın en sevdiğim özelliği ise her bölümün sonunda o bölümde anlatılan kişilik için tanımlayıcı ifadelere yer vermesidir. Bu ifadeler ile o kişileri fark etmeniz daha kolay olacaktır. Ayrıca o kişilik ile ilgili ilişki deneyimlerine de yer verilmesi kitabı daha da cazip hale getiriyor. Ayrıca yazarımız Joe Navarro, meslek hayatı boyunca bu kişilerle yaşadığı hikayelere de kitapta yer veriyor. Bu sayede olayı kavramak daha da kolaylaşıyor. Çünkü o hikayeleri okurken kendi yaşadıklarınızla ilgili bir nokta bulup oraya kayıyorsunuz ister istemez. Düşündüren bu kitap aynı zamanda eğitici olması nedeniyle birçok sosyolog, psikolog ve kişisel gelişim uzmanı tarafından da tavsiye edilmektedir. Sizler için birkaçını yazıyorum:

“Temel bir hayatta kalma rehberi.”- Mike Rocha, ABD Gizli Servisi

“Her kadın bunu okumalı”- Dr. Wendy Walsh, Kanadalı Yazar

“Güven, dolandırma ve aldatmaca döngüsünün tuzaklarına düşmemek için, kurbanlarının kanını sömüren soğukkanlı duygu sömürücüler ortaya çıkınca çanların çalması için herkes bu kitabı okumalı” – Werner U. Spitz,  Alman-Amerikan Adli Tıp Patoloğu

Yazımı yazarımız Joe Navarro’nun bir paragrafı ile bitirmek istiyorum:

“Hayat, boynunda bir boyundurukla, zararlı bir kişiliğe hizmet ederek harcanacak bir şey değil, kıymeti bilinmesi gereken bir armağandır. Hayatım boyunca başkalarına karşı değer vererek ve saygı duyarak davranmak gerektiğine inandım. Ben bunu, işledikleri suçlardan dolayı cezaevine attıklarım da dahil olmak üzere her zaman yapmaya çalıştım. Birbirimize saygıyla davranmak zorundayız ama bu bizi istismar etmelerini sağlayacak kadar değil. Neyse ki günlük hayatınızda sizle görüşen ya da etkileşime geçen insanların pek çoğu tehlikeli kişilikler değil. Fakat biliyorum ki ilerleyen zamanlarda tehlikeli bir kişilikle karşılaşacaksınız, çünkü dışarıda onlardan milyonlarcası var. O zaman geldiğinde benim sizler için söylediğim son sözlerimi hatırlayın; “İşkence görmek ya da kurban edilmek için hiçbir sosyal zorunluluğunuz yok- asla.”