Doğanın tuvali: “Land Art”

0
799

Haber: Şirvan Çil

Zaman ve mekân sınırını ortadan kaldıran Land Art (Arazi Sanatı), sanatseverler tarafından ilgiyle takip ediliyor

İlk olarak 1960’larda Amerika’da ortaya çıkan Land Art, son zamanlarda birçok ülkede sergilenen ve sanatseverler tarafından merakla takip edilen sanat anlayışı arasında. Hiçbir “-izm” hareketi ile açıklanamayan Land Art akımı; doğanın geniş alanlarına insan müdahalesi olarak düşünülebilir.

Zamanı ve mekân sınırını ortadan kaldıran, taş, toprak ve birçok doğal malzemenin kullanılmasıyla gerçekleştirilen bu sanatta, çok çeşitli uygulama biçimleri var; ancak uygulama alanı doğa olan bu sanat dalında hazırlanan eserlerin hiçbiri satılamaz ya da başka yerde sergilenemez. Çünkü oluşturulan düzen eser aynı şekilde bir daha başka bir yerde oluşturulamaz. Galericilik düzenine karşı oluşmuş bu sanat anlayışı doğada hendekler açma, toprağa gömme, galeri mekânı içinde toprak, gübre, taş ya da insan ürünü çevresel nesnelerden oluşuyor. Sanatçı doğanın bir temsilini çalışmak yerine doğrudan doğayı kullanıyor.

Türkiye’de de tanınmış sanatçılar var

Ülkemizde de bu konuda birçok eser ortaya koymuş sanatçılar var. Tanınmış Land Art sanatçıları Mehmet Ali Uysal, Yücel Dönmez, Ayşe Erkmen, Mehmet Kavukçu, Cengiz Tekin, Mustafa Duyuluer, Varol Topaç, Elçin Ekici olarak sıralanabilir.

2003- 2009 yılları arasında yaptığı çalışmalarla 7 kıtada adını duyurmuş Avusturalyalı Sanatçı Heykeltıraş Andrew’ün yaptığı çalışma Land Art Türkiye’de gündem oldu. Olay olan “Zaman ve Mekân” adlı, Rogers Park çalışmasında yer alan 10 adet heykel Kapadokya bölgesinde, Nevşehir-Göreme’de yer alıyor. Heykellerin başladığı ve bittiği arazinin uzunluğu yaklaşık 7 kilometre. Eserlerin yapımında 10 bin 500 ton taş kullanılırken, hepsi elle yapılan bu dev heykeller en iyi şekilde havadan kuşbakışı ile görülebilmekte. Balon turizminin yaygın olduğu bu bölgede, yüksekten görülebilen eserler gerçekten ilgi çekiyor.