3 bin yıl sonra geri döndü: Urartuca’ya şaşırtan ilgi

0
48

Haber ve Fotoğraf: Halil İbrahim Ergül

Binlerce yıl önce Anadolu’da hüküm süren Urartular, yüzyıllarca bulundukları topraklara miras bıraktıkları dilleriyle hala yaşıyorlar. Türkçe, Farsça, İbranice gibi birçok dile kaynaklık eden Urartuca, Urartuların başkenti Van’da gelecek nesillere aktarılmaya devam ediyor. Fırat Haber ekibi olarak bu dilin unutulmadığı Çavuştepe Kalesi’ne ve dilin yaşamasına vesile olan Doç. Dr. Orhan Varol’un yanına giderek Urartuca’nın hikâyesini dinledik.

Yaşayan dillerin hikâyesini dinlemek için bir kış günü farklı kültürlerin ev sahipliğini yapan Van’a doğru yola çıkıyoruz. Amacımız bu farklı kültürlerden en derin mirası bırakan Urartuların anlam dünyasına misafir olmak. Yolculuk sırasında milattan önce Urartu Kralı II. Sarduri tarafından inşa ettirilen Çavuştepe Kalesi’nin geçmişi ile tanışıyoruz.

Kale, askeri ve dini yapılarıyla dikkat çeken iki bölümden oluşuyor. Yukarı Kale, Haldi Tapınağı’nın da içinde bulunduğu bir kutsal alan olarak işlev görürken, Aşağı Kale daha çok günlük yaşam ve depolama alanlarıyla öne çıkıyor. Kalede yer alan zahire depoları, mutfaklar, su sarnıçları ve dünyanın en eski tuvaletlerinden biri olduğu düşünülen yapı, Urartu medeniyetinin ileri mühendislik becerilerini gözler önüne seriyor. Urartular, geliştirdikleri tarım teknikleri, su kanalları ve mimari yapılar ile sonraki medeniyetlere büyük bir miras bırakmış. Kültürlerinin parçası olan bu mimari zekâ ve yerleşim planı dillerinin gelişmesinde de büyük rol oynamış…

Van Gölü’nün kıyısında, tarih kokan rüzgârın estiği bir yerdeyiz. Çavuştepe Kalesi’nin taş duvarlarına dokunuyoruz. Bu kalede saklı bir dil, yüzyıllardır yankılanan bir geçmiş var. Urartular kimdi ve onların sesi bugüne nasıl ulaştı?

-Urartuca’ya gönül vermiş Doç. Dr. Orhan Varol

Urartuca’yı yaşatanlar: Doç. Dr. Orhan Varol ve öğrencileri

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dil Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Orhan Varol, kaybolmaya yüz tutmuş Urartuca’nın izini sürerek bu kadim dili yeniden canlandırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Arkeolojik kalıntılar ve dilbilim arasındaki bağlantıyı araştıran Doç. Dr. Varol, gençleri eski dillerin yaşatılması konusunda bilinçlendirmeye ve kültürel mirasa sahip çıkmaya davet ediyor.

Üniversitede Urartuca seçmeli ders olarak okutuluyor. Lisans ve lisansüstü öğrencilerine yönelik verilen derste Urartuca’nın yaşatılması için birçok proje yürütülüyor. Bu dersler aracılığıyla Urartuca’nın fonetik ve gramer yapısı detaylı bir biçimde inceleniyor. Doç. Dr. Varol ve öğrencilerinin amacı ise çivi yazısının sistematiğini çözmek ve Urartu metinlerinin günümüz dillerine nasıl etki ettiğini anlamak. Son yıllarda yapılan araştırmalar, Urartu metinlerindeki kelimelerin birçoğunun günümüz Anadolu dillerinde hâlâ izler taşıdığını gösteriyor.

Doç. Dr. Varol: “Anadolu bölgesi bir dil laboratuvarı”

Prof. Dr. Çavuşoğlu: “Kaybolan diller, uygarlıkların kültürünü anlamamızı sağlıyor”

Özellikle lisansüstü eğitiminde Urartuca’ya özel ilgi gösteren Doç. Dr. Varol, bölgeyi bize anlattı:

“Urartular, bölge için oldukça önemli. Çünkü Urartular, Doğu Anadolu Bölgesi’nin ilk yazılı kültürünü başlatan uygarlık. Urartu öncesi dönemde bu bölgede yazılı belgeler yoktu. Şimdi dünyanın neresinde olursanız olun, çivi yazısı hakkında bilgi almak istediğinizde karşınıza Urartuların kalesi Van Kalesi’nde bulunan Kserkses Yazıtı çıkar.  Bu yazıt üç dilli; Elamca, Babilce ve Eski Farsça dillerinde kayıtlı. Aslında çivi yazılarının araştırılması için Anadolu bölgesi bir dil laboratuvarı gibi kabul edilebilir ve Urartular da çivi yazılarının Doğu Anadolu’daki portföyü konumunda. Urartu yazıtları aynı zamanda bölge ekonomisi ve turizm açısından önemli bir kaynak teşkil etmekte. Van Müzesi’nde yaklaşık 300 civarında Urartu yazıtı bulunuyor. Pek çoğu taş eser ve bu yazıtlarda, Urartu krallarının askeri seferleri, zaferleri, inşa faaliyetleri ve dini metinleri hakkında bilgiler yer alıyor.”

Bazı yazıtlarında dini ritüeller ve kurban törenleri hakkında da ipuçları sunduğunu belirten Doç. Dr. Varol, yeni yapılan kazıların Urartuların inanç sisteminin ve tanrılarına nasıl taptıklarının anlaşılmasına yardımcı olduğunu da belirtti. Çivi yazılarının çözülmesinin günümüze ışık tuttuğunu ifade eden Varol; “Urartu yazıtlarında geçen bazı ifadeler, bugün hâlâ bazı dillerde kullanılmaya devam ediyor. Örneğin, ‘uşmaşini’ kelimesi, Urartu kültüründe cennet anlamına gelirken, günümüz Türkçesinde ‘uçmak’ fiili ile benzerlik göstermektedir ve ‘mavi cennet’ anlamı taşımaktadır. Ayrıca, Urartuca’da kullanılan bazı kelimeler, Farsça ve Kürtçe gibi dillerde de yaşamaya devam etmektedir” dedi.

-Prof. Dr. Ahmet Çavuşoğlu Urartuca’yı anlatıyor

Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Çavuşoğlu da sohbetimize dâhil olarak, “Çavuştepe Kalesi kazıları 2010’dan beri devam ediyor. Urartu nekropolünde önemli mezar buluntuları keşfettik. Erciş’te Zernaki Tepe’de Aramice yazıtlar üzerinde çalışıyoruz. Kaybolan diller, uygarlıkların yaşam ve kültürünü anlamamızı sağlıyor. Urartuca gibi dillerin canlandırılması, tarihî mirasımızı geleceğe taşımak açısından çok önemli” ifadeleriyle konunun önemine dikkat çekti.

-Öğrenci Yunus Emre Mutlu Urartuca yazıyor

Öğrenci Mutlu: “Bu dil oldukça dikkatimi çekiyor

Çavuşoğlu’nun vurguladığı noktalar üzerine Varol bilimsel araştırmaların sürekliliğine dikkat çekti. Bu amaçla 20’den fazla öğrenciye Urartuca dilini öğrettiklerini, dilin öğrenciler arasında da dikkat çektiğini belirterek, kültür sanat alanında öğrencilerine istihdam imkânının doğduğundan bahsetti.

Dili büyük bir şevkle öğrenen öğrenci Yunus Emre Mutlu bize örnek okumalarını göstererek “Bu dil oldukça ilgimi çekiyor. Bu alanda uzmanlaşarak bölgemize ve ülkemize katkıda bulunmak istiyorum. Hocalarımız bu uğurda bize büyük destek sağlıyor. Üniversitemizin de bölgedeki konumu çalışmalarımıza katkı sağlıyor” ifadelerini kullandı.

85 yaşındaki Mehmet Kuşman da Urartuca’yı yaşatanlardan

Öyle heveslendim ki hemen Urartuca’yı çözmeye çalıştım

Dil öğrenciler arasında olduğu kadar bölge halkı tarafından da ilgi görüyor. Öyle ki 85 yaşındaki Mehmet Kuşman kendi imkânlarıyla dili öğrenmiş ve Kale’de rehberlik yapıyor:

“Askerliğin ardından köyüme (Çavuştepe) dönünce yabancı insanlar gördüm, onlar arkeologmuş meğer. Merak ettim gidip hemen tanıştım onlar da beni yanlarına işçi olarak aldı. Kazılar esnasında çıkan kitabeleri okumak için Ankara’dan hocalar geldi. Öyle heveslendim ki hemen dili çözme çalışmalarına başladım. Alfabeyi anlamak için ilk başta İran’a gittim, Ermenistan, Suriye derken Irak’ta rotayı tamamladım. Bu öğrenimlerin ardından rehber olarak çalışmaya başladım. 65 yaşında emekli oldum fakat hemen dilekçe verip çalışmaya devam etmek istediğimi belirttim. Resmi olarak olmasa da şu an gönüllü olarak Kale’de hizmet veriyorum.”

-85 yaşındaki rehber Mehmet Kuşman

“Singapur’dan Avrupa’ya kadar birçok insan bu miras için geliyor”

“İncil’de bile bu topraklardan, Urartu ülkesinden bahsediliyor”

Geçmişin izlerini sürmenin geleceğin inşasında önemli olduğunu vurgulayan Varol, Urartuca’nın kadim mirasının korunmasının uluslararası camiada da önemli olduğundan bahsetti. Amerikalı tarihçi ve aynı zamanda tur rehberliği yapan Andrew Jones, Urartu kalıntılarını incelemek üzere geldiği Doğu Anadolu’da kadim mirasa hayran kalmış:  “Singapur’dan Avrupa’ya kadar birçok insan bu miras için geliyor. Çünkü burası Türkiye’nin antik tarihinin bir parçası. Şu anda Demir Çağı’na ve Urartu dönemine bakıyorsunuz. İncil’de bile bu topraklardan, Urartu ülkesinden bahsediliyor. İnsanlar da bunu görmek istiyor.

-Amerikalı Tarihçi Andrew Jones Çavuştepe Kalesi’nde

Urartuca’nın izlerini süren sesler, zamanla rüzgârın uğultusuna karıştı. Adımlarımız, taşlara sinmiş tarihin sessiz yankısıyla ağırlaştı. Bir zamanlar kralların hüküm sürdüğü bu topraklardan şimdi öğrenciler, araştırmacılar ve meraklı gözler geçiyor; her biri geçmişe bir adım daha yaklaşmanın heyecanını taşıyor. Biz ayrılırken de hafızamızda sadece görüntülerle değil, içimize işleyen bir hikâye ile yola koyulduk.

-Çavuştepe Kalesi kalıntıları
-Çavuştepe Kalesi kalıntıları
-Urartuca yazıt örneği
-Urartulardan kalan tarihi eser örneği