Eşsiz manzarası ve doğal yapısıyla doğanın insanlığa hediyesi: Tuz Gölü

0
535

Haber: Beyza Yıldırım
Fotoğraf: Arş. Gör. Erhan Kılıç

Dünyanın en büyük üreme kolonisi ve Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü; kapalı bir havza olan Konya Havzası’nda yer alıyor. Aynı zamanda Türkiye’nin tuz ihtiyacının yüzde 40’ını karşılayan Tuz Gölü; son yıllarda tarihi, doğal yapısı ve eşsiz manzarasıyla doğaseverlerin ilgisini topluyor.

Tuz Gölü; İç Anadolu bölgesinde yer alan Ankara, Konya ve Aksaray illerinin sınırının kesiştiği konumda yer almakta. Gölde tuz, meteorolojik suların yer altına süzülerek, daha önce oluşmuş tuz domlarını (tuz kubbelerinden oluşan jeolojik katman) eritmesi ve tektonik hatlar boyunca yüzeye taşmasıyla oluşmaktadır.

Türkiye’nin yüz ölçümü bakımından ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü, çevresindeki platolar arasına gömülmüş bulunan geniş bir tektonik çukurluğun en derin yerindedir. Tuz Gölü’nün içinde bulunduğu çukurluk doğu, batı ve güneyden faylarla çevrilidir.

Kimyasal birleşim itibarıyla Göl’de “mutfak tuzu” karakterinde bir tuzluluk hakim

Yüz ölçümü ve yağış alanı 11 bin 900 kilometre kare olan Tuz Gölü, dışarıya akıntısı olmayan kapalı havza gölüdür. Türkiye’nin en az yağış düşen alanlarındandır. Göle su getiren akarsular, yazın suları iyice azalan ya da tamamen kuruyan derelerdir.

Gölün ortalama su seviyesi 40 cm civarında yağışın artığı mayıs ayında ise yaklaşık 110 cm’dir. Ağustos ayında göl büyük ölçüde kurur. Kimyasal birleşim itibarıyla burada mutfak tuzu (sodyum klorür) karakterinde bir tuzluluk hakim ve sodyum klorür oranı, magnezyum klorür ve sodyum sülfat oranlarından yüksektir.

Tuz Gölü’nün efsanesi: Senin bu bağların tuzla buz olsun!
Bir efsaneye göre; bir zamanlar şimdiki gölün olduğu yerde, yaşlı bir kadının üzüm bağları varmış. Bir gün yaşlı kadın bu bağların önünde geçerken, bağın sahibinden çok canı çektiği için bir salkım üzüm istemiş. Üzüm bağının sahibiyse kadına üzüm vermek istememiş. Yaşlı kadın da “Senin bu bağların tuzla buz olsun!” diyerek oradan ayrılmış. Bunun üzerine bütün bağlar tuz olmuş ve günümüzdeki Tuz Gölü oluşmuş.

Tuz Gölü hangi hayvanlar için yaşam ortamı sağlıyor?

Göl, tuzlu ortamlara uyum sağlamış olan flamingo, kılıç gaga ve benzeri kuşların yanı sıra turnalar, yaban kazları, yaban ördekleri gibi hayvanların uğrak mekanı. Bu hayvanlar Göl’de büyük topluluklar halinde yaşamakta.

Göl çevresinin nispeten ıssız oluşu nedeniyle kuşlar, etraftaki su birikintilerinde, meralarda ve etkili alanlarda rahatça beslenmekte ve kışın en soğuk günlerinde dahi donmayan göl sularında yüzebilmektedir. Aynı zamanda Göl’ün jeolojik yapısında bir tuz katmanı yer almaktadır. Bu katman, göl civarındaki tuz üretiminin sürekliliğini sağlamakta, diğer bir ifade ile Türkiye’nin tuz ihtiyacının yüzde 40’ını karşılamaktadır.

Ayrıca Tuz Gölü, eşsiz manzarası ile ruh sağlığına iyi gelmesinin yanı sıra, ayaklardaki mantar ve egzama gibi cilt sorunlarına da iyi gelmektedir.

Yılın belli aylarında Göl kızıla boyanıyor

Buz mavisi rengiyle bilinen Tuz Gölü’nün, güneybatı  kıyılarının kızıl renge boyanmasının nedenini araştıran bilim insanları; renk değişikliğine toplu iğne ucunun binde biri büyüklüğündeki “dunaliella salina” (bir tür alg) adı verilen su yosunun neden olduğunu belirledi.

Manzaranın öteki yüzü: Kuraklık ve flamingo ölümleri artıyor

Bugün gelinen noktada Tuz Gölü’nün sularının yaklaşık 4 kilometreye kadar çekildiğini ve üç bin flamingonun öldüğünü görüyoruz. Bu durumun nedenleri arasında kuraklık ve bilinçsiz yeraltı sularının kullanımı gibi faktörler yer alıyor.