Epilepsi nöbetleri tahmin edilebiliyor

0
102

Epilepsi nöbetlerini bir hatta birkaç gün önceden tahmin edebilen bir yöntem geliştirildi.

Beyinde meydana gelen sıra dışı elektriksel etkinliklerin bir sonucu olan epilepsi nöbetleri, hastaların hareketlerinin ve davranışlarının bozulmasına ve bilinç kaybına yol açar. Bugün epilepsi nöbetlerini engellemek için kullanılan çeşitli ilaçlar olsa da bu ilaçlar düzenli olarak kullanıldıklarında etkinliklerini yitirir hatta bağımlılık yapar. Bu yüzden bir sonraki nöbetin ne zaman geleceğinin önceden tahmin edilememesi epilepsi hastaları için çok önemli bir sorundur.

San Diego’daki Kaliforniya Üniversitesinde (ABD) çalışan Vikram Rao ve arkadaşları 2018 yılında yayımladıkları bir makalede, beyinde 20-30 gün zaman aralığında tekrar eden çeşitli süreçlerle epilepsi nöbetleri arasında bir ilişki tespit ettiklerini açıklamışlardı. Aynı araştırma grubu yakın zamanlarda Lancet Neurology’de yayımladıkları bir makalede, bu tespitten yola çıkarak epilepsi nöbetlerini bir hatta bazı durumlarda birkaç gün önceden tahmin etmeyi başardıklarını açıkladılar.

Araştırmacıların yaptığı son çalışmada beyinlerinde implantlar bulunan gönüllü epilepsi hastaları yer almış. Araştırmacılar, hastaların geçmişte geçirdiği nöbetlerle ilgili bilgileri ve implantların topladığı verileri kullanarak bir model oluşturmuşlar. Hastaların ilerleyen günlerde hangi olasılıkla nöbet geçireceğini tahmin eden modeli sınamak için yapılan ilk testler, modelin gayet başarılı olduğunu gösteriyor. 18 gönüllü üzerinde yapılan çalışmalar sırasında modelin 15 hastanın nöbet geçireceğini 24 saat önceden, 2 hastanın nöbet geçireceğini ise 3 gün önceden tahmin edebildiği görülmüş.

Geliştirilen yöntemin olumsuz bir tarafı, hastaların beyinlerine yerleştirilen implantlar tarafından toplanan verileri kullanması. Ancak gelecekte görece daha basit yöntemlerle toplanacak verilerle de tahmin yapılabileceği düşünülüyor. Örneğin saç derisinin altına yerleştirilecek cihazları kullanarak da epilepsi nöbetlerini tahmin etmek mümkün olabilir.

Dr. Mahir E. Ocak

Kaynak: TÜBİTAK Bilim Genç