Peru’nun güneyindeki antik İnka şehri Machu Picchu, And Dağları’nda 2430 metre yükseklikteki bir tepenin üzerinde yer alır.
TÜBİTAK Bilim Genç‘te Dr. Mahir E. Ocak tarafından yayımlanan yazıya göre, Peru’nun güneyindeki antik İnka şehri Machu Picchu, And Dağları’nda 2430 metre yükseklikteki bir tepenin üzerinde yer alır. 1438-1472 yılları arasında hüküm süren İmparator Pachacuti için inşa edildiği düşünülen şehir, 2007 yılında Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri olarak seçilmişti.
Büyüleyici manzarasıyla ziyaretçileri kendine hayran bırakan Machu Picchu, insanlığın en büyük mimari başarılarından biri olarak görülür. Harç kullanılmadan yapılmış devasa duvarlardaki mükemmel taş işçiliği, İnkaların mimarlıkta ve teknikte ulaştığı ileri seviyeyi gözler önüne serer.
Uzun süredir bilim insanlarının zihinlerini meşgul eden soru, İnkaların Machu Picchu’yu neden ve nasıl bu kadar ulaşımı zor bir noktada inşa ettikleriydi. Brezilya’daki Rio Grande de Sul Federal Üniversitesinden Rualdo Menegat ve arkadaşlarına göre bu sorunun cevabı bölgedeki faylarla ilgili.
Araştırmacılar hem uydular yardımıyla hem de yerinde ölçümler yaparak bölgenin jeolojik yapısını incelemişler. Sonuçlar bölgedeki irili ufaklı fayların bir “X” biçimi oluşturduğunu ve Machu Picchu’nun altında kesiştiğini gösteriyor. Menegat ve arkadaşlarının çıkardığı haritalara göre, tek tek binalar ve teraslar da dâhil olmak üzere, antik şehrin ana yapısı bölgedeki büyük faylarla aynı yönde inşa edilmiş. Üstelik aynı durum Ollantaytambo, Pisac ve Cusco gibi başka antik İnka şehirleri için de geçerli. Bu şehirler de yine fayların kesiştiği bölgelerde kurulmuş ve şehirlerin ana yapısı faylarla aynı yönde inşa edilmiş.
Araştırmacılara göre, bölgedeki faylar hem Machu Picchu’nun inşasına hem de bugüne kadar ayakta kalmasına çeşitli biçimlerde yardım etti. Faylar sebebiyle bölgede bol miktarda taş bulunuyordu. Dolayısıyla inşaatta kullanmak için uzak yerlerden taş taşınması gerekmemişti. Üstelik bölgedeki taşlar zaten zayıf oldukları kısımlardan çatlamış oldukları için kolaylıkla biçimlendirilebiliyordu.
Bölgedeki fayların bir diğer faydası, yağmur ve kar sularını şehre yönlendiren kanallar oluşturmasıydı. Böylece şehirde içme suyu sıkıntısı yaşanmıyordu.
Machu Picchu’nun bu kadar uzun süre ayakta kalabilmesinin nedenlerinden biri, çok yüksek bir tepenin üzerinde kurulduğu için bölgede sık sık meydana gelen çığlardan ve toprak kaymalarından etkilenmemesi. Bir diğer nedense yine şehrin altındaki faylarla ilgili. Bölge çok yüksek miktarda yağış aldığından şehrin inşası için verilen emeklerin üçte ikisi yeraltındaki drenaj sistemlerinin kurulmasına harcanmıştı. Bölgede zaten var olan faylarsa hem drenaj sistemlerinin kurulmasını kolaylaştırdı hem de aşırı yağışlar sırasında yağmur sularının tahliye edilmesine yardımcı olarak şehrin bugüne kadar ayakta kalmasına yardımcı oldu.
Kaynak: TÜBİTAK Bilim Genç