Zamana ve suya direnen şehir: Halfeti

0
1291

Haber ve Fotoğraf: Emre Alperen Borazan

Şanlıurfa’ya 1.5 saat uzaklıktaki Halfeti, yüzyıllardır birçok medeniyete ev sahipliği yapıyor. Fırat Nehri üzerine 2000 yılında kurulan Birecik Barajı’nın etkisiyle bölge yerleşiminin yüzde 85’i sular altında kaldı. Bu nedenle su havzasından 10 kilometre uzak bir mesafeye yeni Halfeti şehri inşa edildi.

Bölgenin en eski yapılarından Halfeti Ulu Cami’nin yapımı 1807 yılında Ermeni taş ustaları tarafından tamamlandı. Bu tarihi yapı birçok eser gibi kaderine terk edilmiş durumda. Kral Kızı Mağarası ise bazı söylentilere göre dönemin kralının kızı, babasının onaylamadığı birine âşık olması üzerine hapis edildiği mağara olarak biliniyor.

Su ile bitişik bir kayalığa oyularak inşa edilmiş Rumkale, Fırat Nehri ile Merzimen Çayı’nın birleştiği, yüksek kayalarla örtülü bir tepe üzerinde inşa edilmiş. Antik dönemden günümüze kadar Şitamrat, Kal-a Rhomayta, Hromklay, Ranculat, Kal-at el Rum, Kal-at el Müslimin ve Kale-i Zerrin (Altın Kale) gibi birçok isime sahip olan Rumkale’deki mimari kalıntılar Geç Roma ve Ortaçağ izleri taşıyor. Kale’de bugün görülebilen yapılar arasında Aziz Nerses Kilisesi, Barşavma Manastırı, çok sayıda yapı kalıntısı, su sarnıçları, kuyu ve hendek yer alıyor. Kalenin içinde savaş sırasında su ihtiyacını gidermek amacı ile yapılmış olan su kuyusu 8 metre genişliğe ve 75 metre derinliğe sahip.

Halfeti’nin gülleri

Gülü başka bir bölgede yetiştirmeye kalktığınızda rengi farklı oluyor

Tüm dünyada sadece Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinde yetişebilen siyah güller, Arap gelini, Arap güzeli, Mezopotamya sümbülü gibi farklı isimler ile anılıyor. Halfeti’nin kayalık arazilerinde yetişen bu güller sadece bu bölgede siyah renkte yetişiyor, gülün tohumunu ve bitkisini başka bir bölgede yetiştirmeye kalktığınızda gül siyah olarak yetişmiyor. Siyah gül tüm dünya üzerinde sevdayı, vazgeçilmez aşkı ve âşıkların birbirlerine verdikleri sözleri mühürleme anlamlarını içerisinde barındıran sembol olarak kabul görüyor.

Hem ilginç hem de hüzünlü bir hikâyeye ev sahipliği yapan Fırat Nehri bitişiğindeki batık şehir Halfeti, adeta adı gibi insanı da hüzne gark ediyor.