Sınav döneminde öğrenci psikolojisi: “Başarısızlık gibi başarmak da öğrenilebilir”

0
864

Haber: Gülcan Demir

Sınav döneminde her öğrenci stres ve sıkıntı yaşar. Fırat Haber ekibi olarak, sınav döneminde öğrencilerin psikolojisini etkileyen faktörleri Uzman Psikolog Doktor Diyana İrem Bilen’e sorduk.

Stres nedir ve nasıl başa çıkılır?

Kişilerin, çalışma koşulları uygun olamadığında, işlerini severek yapamadıklarında ya da problemleriyle ilgili olarak uygun başa çıkma davranışları göstermediklerinde tükenmişlik belirtisi gösterdiklerini belirten Uzman Psikolog Dr. Bilen; “Günümüzde bilginin artması ve bu bilgi birikiminin yayılması, eğitim-öğretim sürecindeki ergenlerin değişen koşullara uyum sağlamada çeşitli zorluklar yaşamasına yol açmakta ve bunlarla uygun bir şekilde başa çıkmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu bağlamda, okul tükenmişliğinin yapısının tükenme boyutu akademik stres ile bağlantılı görülmektedir. Başa çıkma yöntemlerinin tükenmişliği yordayan en önemli faktörlerden biri olduğu bulgusu bu görüşü desteklemektedir” ifadelerini kullandı.

Sınav kaygısı neden yaşanır ve öğrenciler üzerindeki etkisi nedir?

“Aile ve toplumdaki artan başarı beklentisi, öğrenciler üzerinde baskı oluşturmakta ve sınav kaygılarını yükseltmektedir”

Sınav kaygısını da tanımlayan Uzm. Psk. Dr. Bilen; “Sınav kaygısı; öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak tanımlanır. Sınavlar, öğrencilerin eğitim-öğretim sürecindeki başa çıkmaları gereken önemli değerlendirme süreçleridir. Çocuklarda ve ergenlerde en sık rastlanan kaygı türü olan sınav kaygısı, sınav öncesinde başlayan çeşitli fiziksel ve psikolojik değişimlerle ortaya çıkan, bireyin sınav esnasında performansını olumsuz yönde etkileyebilen yoğun bir duygudur. Aile ve toplumdaki artan başarı beklentisi, öğrenciler üzerinde baskı oluşturmakta ve sınav kaygılarını yükseltmektedir. Başarıyı doğrudan etkileyen sınav kaygısı, akademik süreçte yaşanılan stresli durumlardan etkilenmekte ve tükenmişlik yaşama riskini artırabilmektedir” dedi.

“Yeteneklerinize uygun hedef bulun”

“Başarısızlık gibi başarmak da öğrenilebilir”

Öğrenciyi neyin motive edeceğini sorduğumuzda şu yanıtı aldık: “Öncelikle yeteneklerimize uygun bir hedef belirlemeliyiz. Bu hedefe ulaşacağımıza inanmalıyız, başarısızlık düşüncesini aklımızdan çıkarmalıyız. Başarısızlık yoktur, sonuçlar vardır. Her olumsuz sonuçtan bir şey öğrenmek mümkündür. Kendinizi iyi motive edin ve dersinize verin. İnsanları motive eden öncelikler farklıdır. Bunlardan bazıları şunlardır; zengin olmak, sevdiği bir mesleği yapmak, yönetici olmak, insanlara faydalı olmak, itibar kazanmak vb. Başarısızlık gibi başarmak da öğrenilebilir.”

Sınav kaygısının cinsiyet üzerindeki etkisi

Gelecekle ilgili kaygı ve genel sınav kaygısı düzeyinin diğer kaygı türlerine göre daha yüksek olduğunu belirten Uzm. Psk. Dr. Bilen “Kız öğrencilerin sınav kaygı düzeyinin erkek öğrencilere göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Erkek çocuklara oranla kız çocuklarda daha fazla kaygı duygusu görülür” ifadelerini kullandı.

Sınav döneminde ebeveynin tutumu ne olmalıdır ve ne yapmalıdır?

“Sadece bir çocuk yetiştirmiyorsunuz, aynı zamanda içinde yaşadığınız topluma bir yurttaş yetiştiriyorsunuz”

Öğrencilerin gelişiminde önemli etkiye sahip değişken anne-babaların çocuklarına ilişkin tutumları olduğunu vurgulayan Dr. Bilen; “Aşırı korumacı ebeveynlerin çocuklarının ise sosyal kaygı geliştirdiği ve bu durumun akademik başarılarına etki ettiği bilinmektedir. İlgisiz ailelerin çocukları ise ailenin bir beklentisi olmadığı için başaramayacaklarını hisseder ve düşünür. İlgisiz, baskıcı ve korumacı ailelerin çocuklarında güvensizlik, umutsuzluk, çaresizlik ve kaygı durumları görülmektedir” dedi. Dr. Bilen, ebeveynler için şu tavsiyeleri sıraladı:

Ebeveynlerin çocuklarından belirli bir beklentisi olmalıdır çünkü bu durum çocuklarda başarabilecekleri ve ailelerinin onlara güvendiği duygusunu oluşturur.

Oluşan beklenti çocuğun başarıları ve kişiliği yönünde mantıklı şekilde kurulmalıdır.

Çocuklara destek ve güven duygusu verilmelidir.

Çocukları diğer arkadaşlarıyla karşılaştırmak oldukça yanlıştır bu durum çocuğu umutsuzluğa iter.

Çocuğun yeteneklerine inanıp bunun belli edilmesi gerekmektedir.

Çocuğun zekâsını bu sınav belirleyecek gibi davranılmamalıdır.

Çocuğun ders çalışma sürecinde ona güvenilmeli ve kendi plan ve programını oluşturmasına izin verilmelidir.

Bu süreçte çocuk sorumluluğunun farkında değilse baskı yapmadan ders çalışması için motive edilmelidir.

Unutmayalım: sadece bir çocuk yetiştirmiyorsunuz, aynı zamanda içinde yaşadığınız topluma bir yurttaş yetiştiriyorsunuz.”