Haber: Resmiye Tokgöz
Gazetecilik ve televizyonculuk deneyimi olan TRT Kurdî’nin muhabiri ve moderatörü Ahmet Yukuş ile gazetecilik mesleği ve yeni nesil medya üzerine konuştuk. Mesleğini büyük bir heyecanla yapan ödüllü muhabir Ahmet Yukuş ile gazetecilik üzerine yaptığımız söyleşinin detaylarını sizlerle paylaşıyoruz.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1980 yılında Diyarbakır’ın Silvan İlçesi’nde dünyaya geldim. Medya sektörüne çekirdekten yetişerek başladım. Halkla İlişkiler Tanıtım ve Reklamcılık Bölümü mezunuyum. Mesleğin tam da içinde yetiştiğim için birden fazla alanda deneyim kazandım. Bundan dolayı kendimi çok şanslı görüyorum. Kameraman olarak başladığım mesleğimi fotoğrafçılık, gazetecilik ve televizyon muhabirliği yaparak sürdürdüm. Meslek hayatımda birçok ajansta, ulusal gazete ve televizyonda çalıştım. İhlas Haber Ajansı, Sabah Gazetesi, ATV televizyonu ve son olarak da Habertürk’te görev yaptım. 2016 yılından bu yana da devletin ilk Kürtçe yayın yapan kanalı olan TRT Kurdî’de muhabirlik ve Rojeva Herêmê-Yerel Gündem Programı’nın moderatörlüğünü yapıyorum.
Sınır ötesi harekâtlarda muhabir olarak görev yaptınız. Suriye’deki iç savaşın da tanıklarındansınız. Suriye’de, olayları yerinde izleyen bir muhabir olarak neler söylemek istersiniz?
Suriye’deki iç savaş, Ortadoğu coğrafyasını etkilediği gibi sınır komşumuz olması vesilesiyle; Şanlıurfa, Kilis, Gaziantep, Mardin ile Hatay il ve ilçelerini de etkiliyor. Bu nedenle bizler de gelişmeleri yakından takip etmek için Suriye’de görev yaptık. Sınır ötesine geçerek olayları sıcak bölgeden yayınladık. Fırat Kalkanı Operasyonu’nda Celebrus ve El Bab’ta, Zeytindalı Harekatı’nda Afrin’de, Barış Pınarı Harekatı’nda da Telabyad ve Resulayn’da uzun bir süre kaldım.
Savaşa tanık olmak savaşı yaşamak demek. Savaş muhabiri olmak çok zor. Savaşı takip eden olayları yakından izleyen bizler; yani gazeteci, muhabir, kameraman ve fotoğrafçılar da savaşta hedef haline gelebiliyor. Hiç beklemediğimiz bir anda bir roket isabet edebilir. Rastgele döşenmiş mayınlara basabiliriz. Ben ve arkadaşlarım birçok kere tehlikeler atlattık. Ölümle yüzleştik. Tüm bu tehlikeleri ancak işini severek yapanlar göze alabilir. Mesai mefhumu olmaksızın günlerce ailemizden ayrı kaldığımız dönemler oluyor. Mesleğimiz, cesaret, fedakârlık ve özveri isteyen bir meslek. Her türlü zorluğu göze alarak, işimizi severek yapıyoruz.
Savaşın yaşandığı sahadan yurda döndüğünüzde ne hissediyorsunuz??
Mesleğimiz gereği birçok trajedi ve drama tanıklık ediyoruz. Şahit olduğumuz olaylardan elbette bizler de etkileniyoruz. Ölen anne, baba ve çocukları görüyoruz. İnsanların çaresizliğini görüyor, onlarla birlikte aynı duyguları hissediyoruz. Tanık olmaktan çıkıp olayları birebir yaşıyoruz. Suriye’de çalıştığım dönemlerde gördüklerim ve yaşadıklarımdan sonra Türkiye’ye döndüğümde ülkemizin ne kadar demokratik ve güvenli bir yer olduğunun daha çok farkına vardım. Suriye’de can ve mal güvenliği yok. Sürekli bir kaos ortamı… İnsanlar her an ölüm korkusuyla karşı karşıya kalıyor.
Suriyeli Aylan bebeğin yürek dağlayan fotoğrafına benzer olaylar Çin ve Bangladeş arasında bulunan Arakan’da da yaşandı. Arakanlı Müslümanların yaşadığı dram ve acıyı yerinde görmek için 2017 yılında bölgede görev yaptım. Bu süreçte de insanların ne kadar fakir aç ve yoksul olduklarını gördüm. O zamanda Türkiye’nin ne kadar bolluk ve bereket içinde olduğunu ve dünyanın en zengin insanı olduğumu düşündüm. Lev Tolstoy bir sözü vardır: “Şikayet ettiğiniz yaşam, belki de başkasının hayalidir.”
TRT’de çalışmak nasıl bir duygu? Neler söylersiniz?
Saygınlığı ve prestiji yüksek, stratejik kurumlardan olan TRT, devlet ciddiyeti ve disipliniyle yayınlar yapar. Biz çalışanlar da bunun bilincinde olarak kamu yayıncılığı ilkelerine dikkat ederek; objektif ve tarafsız olarak haber, program ve yayınlarımızı gerçekleştiririz. Devlet adına yayıncılık yaptığımız için devlet politikalarını gözetmemiz gerekiyor. Kurumda çalışan kişiler aldıkları eğitimler açısından deneyim ve tecrübeleriyle alanında uzman kişiler. Başarısını kanıtlamış yetenekli ve nitelikli profesyonel bir ekip. Aynı zamanda son teknolojilerin kullanıldığı ekipmanlar ile de başarılı işlere imza atılıyor. Doğal olarak uzman bir kadronun bulunduğu kurumda çalışmak sizin de niteliğinizi, uzmanlığınızı ve kalitenizi artırıyor. Hal böyle olunca her geçen gün yenilenerek çalışmak, çok keyifli ve mutluluk verici oluyor.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Haberin iddia mı yoksa iftira mı olduğunu belirlemek için mutlaka doğruluğunun teyit edilmesi çok önemlidir. İddia ve iftirayı birbirine karıştırmamak gerekir. Haber kaynaklarına saygı gösterilmelidir. Gazeteci haber kaynağının gizliliği ilkesine mutlaka riayet etmeli. Haber kaynağını gizli tutamayan da zaten güven arz etmez ve saygın bir gazeteci, haberci olamaz. Haberciliğin gerektirdiği etik kurallara ve özel hayatın gizliliğine mutlaka uyulması gerekir. Etik davranmayan haberci ve muhabirler meslekte tutunamazlar.
Birkaç yabancı dili iyi derecede bilmek de kişiyi aranılan haberci ve muhabir konumuna getirir. Sosyal medya da fırsata dönüştürülebilir. Kişi sadece siyasi haberlerde değil kültür-sanat, spor ve teknoloji gibi alanlarda da kendini geliştirmelidir. Teknoloji hem gazetecinin iyi dostu hem de en büyük mücadele alanı olacaktır. Zira gelişen teknoloji gazeteciliğe dijital ve hızlı bir boyut kazandırdı. Artık haber değeri taşıyan video, fotoğraf ve bilgiler televizyon ve gazetelere yansımadan evvel vatandaşlar tarafından sosyal medyada da yayılıyor. Hatta çoğu zaman sosyal medyada paylaşılanlar daha sonra haberlere konu olabiliyor.
Ödüllü muhabir
Tüm mesleklerde olduğu gibi bu meslekte de başarılı kişiler ödüllendiriliyor. Gazeteci Ahmet Yukuş, mesleğinin ilk ödülünü Elazığ Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti’nden, ‘jüri özel’ ödülü plaketi ile almıştır. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde en çok ödül alan gazetecilerin başında gelen Yukuş, 2012 yılında Türkiye Gazeteciler Federasyonu tarafından haber ödülü, 2013 yılında ise yine aynı federasyondan röportaj ödülüne layık görüldü. Yukuş’un, imzasını taşıyan haberler, birçok medya sitesi tarafından günün haberi ve muhabiri seçildi.