İhmal sendromu: tek tarafı eksik yaşamlar

0
231

Hiç saçının yarısını toplamış, yüzünün yarısına makyaj yapmış veya yüzünün yarısını tıraş etmiş birini gördünüz mü? Böyle bir durumla karşılaştığınızda bu insanların marjinal bir modaya uyduğunu veya dikkat çekmek istediğini düşünebilirsiniz. Ancak büyük ihtimalle bu kişiler ihmal sendromundan muzdariptirler. Peki ihmal sendromu ne anlama geliyor?

İhmal sendromuna sahip kişiler vücutlarının bir kısmı yokmuş gibi davranır. Örneğin yemek yerken tabaklarının sadece sağ kısmındaki yiyecekleri yer, tabağın sol tarafındaki yiyeceklere ise dokunmazlar. Ancak sorun tabağın o kısmını görememelerinden kaynaklanmaz. Yani görmeyle ya da diğer duyusal süreçlerle ilgili herhangi bir sorun yaşamazlar. Bu durum dikkati yönlendirmedeki bir sorundan kaynaklanır. İhmal sendromu görülen hastalar dikkatlerini bir noktadan diğerine yönlendirmede problem yaşar.

İhmal sendromu genellikle beynin yan lobunun (paryetal lop) hasar görmesi sonucunda ortaya çıkar. Yan lop, beynin dikkat yetisi ile ilişkilendirilen bölümüdür. Beynimizin sağ tarafı vücudumuzun sol tarafını, beynimizin sol tarafı ise vücudumuzun sağ tarafını kontrol eder. Bu nedenle ihmal sendromunda beynin bir tarafındaki hasar vücudun bu yönün zıttı olan tarafının ihmal edilmesine neden olur. İhmal sendromu genellikle beynin sağ tarafında meydana gelen hasarlar sonucu oluşur ve sol tarafın ihmal edilmesine yol açar.

İhmal sendromunda sadece görsel değil diğer duyusal uyaranlarla ilgili de sorun yaşanabiliyor. Örneğin ihmal edilen taraf yönünde olan biri seslendiğinde ya da vücudun ihmal edilen tarafındaki omuza dokunulduğunda tepki verilemeyebiliyor.

Peki, ihmal sendromu nasıl teşhis ediliyor? Bu amaçla kişilerden kendilerine verilen bir resmi birebir kopyalamaları isteniyor. İhmal sendromuna sahip hastalar resmin sadece ihmal edilmeyen kısmını kopyalıyor.

İhmal sendromuna sahip kişiler ihmal edilen tarafta bulunan nesnelere tepki vermiyor yani yokmuş gibi davranıyor. Ancak bu hastalar çevrelerinin bir tarafını bilinçli olarak algılayamıyor olsalar da bazı araştırmalar ihmal edilen taraftaki uyarıcıların beyinde işleniyor olabileceğini gösteriyor. Örneğin bir araştırmada ihmal sendromlu bireylerden ünlü bir meydanda durup gördüklerini tarif etmeleri istendi. Araştırmaya katılan hastalar sol tarafı ihmal ederek meydanı tarif etti. Daha sonra hastalardan kendilerini bu meydanın içinde değil de meydana karşıdan bakarken hayal ederek meydanı tarif etmeleri istendi. Hastalar bu durumda daha önce ihmal ettikleri kısım sağda olduğundan bu kısmı da tarif ettiler.

İhmal alanındaki uyaranların aslında beyinde işlendiğine dair çarpıcı bulgular ortaya koyan bir diğer araştırmada ise ihmal sendromuna sahip bir hastaya iki ev resmi gösterildi. Evlerden birinin ihmal edilen tarafa denk gelen kısmında yangın olduğu resmedilmişti. Hasta bu evler arasında fark olmadığını dile getirdi. Ancak bu evlerden birini tercih etmesi istendiğinde yangın olmayan evi seçti.

Peki ihmal sendromu tedavi edilebilir mi? İhmal sendromu, hastaların dikkatini ihmal edilen alana yönlendirmesini sağlayacak çeşitli terapilerle hafifletilebiliyor. Örneğin bir araştırmada ihmal sendromu görülen hastalara ihmal ettikleri tarafta tespit ettikleri her hedef için ödül sunuldu. Sonuçta hastaların ihmal ettikleri tarafla ilgili performanslarının gelişmeye başladığı belirlendi. Peki, ödül ihmal davranışımızı nasıl etkiliyor? Bu sorunun cevabı ödül olarak algıladığımız bir durumla karşılaştığımızda beynimizde dopamin salgılanmasıyla ile ilişkili olabilir. Dopamin tedavisinin dikkat bozukluklarına karşı kullanılabileceği düşünüyor.

Araştırmalar erken teşhis ve hastaya özel uygulanacak tedaviyle ihmalin sıklığının azaltılabileceğini de gösteriyor. Ancak heyecan, stres gibi durumlar ihmal belirtilerini tetikleyebiliyor.

Beynin bazı bölgelerinin hasar görmesi sonucu gözlenen bilişsel, motor veya psikolojik değişimler sayesinde beyin bölgelerinin işlevleri keşfedilebiliyor. Bu araştırmalar bir yandan da bu işlevlerin yaşamımızdaki hayati rollerini anlamamızı sağlıyor. İhmal sendromuna sahip kişiler açısından bu durum birçok zorluk barındırıyor. Ancak konu ile ilgili yapılan araştırmalar dikkatin yaşamımızdaki rolünü farklı açılardan değerlendirmemize imkân sağlıyor.

Yazar:
Mine İmren
Ahi Evran Üniversitesi Psikoloji Bölümü Araştırma Görevlisi

 

Kaynaklar:

 

Kaynak: TÜBİTAK Bilim Genç