FÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Demirci’nin TÜBİTAK 1001 ÇABA projesi kabul edildi

0
147

Haber ve fotoğraf: Emre Alperen Borazan

Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Kenan Demirci koordinatörlüğünde hazırlanan “123K696 Sürdürülebilir Çevresel Davranışın Geliştirilmesinde Sürdürülebilirlik İletişiminin Rolünün Arttırılması Kapsamında Üniversite Öğrencilerine Yönelik Örnek Bir Topluluk Temsili Sosyal Pazarlama Modeli Geliştirilmesi” projesi kabul edildi. 1 milyon 250 bin TL bütçe alan ve sürdürülebilirlik bağlamında eğitim kalitesini geliştirme amacı taşıyan projede 6 üniversite yer alıyor.

TÜBİTAK tarafından, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan deprem felaketinden etkilenen illerde yaşayan araştırmacıların ar-ge faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla, “TÜBİTAK 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı” kapsamında, “Deprem Bölgesi Üniversiteleri Özel Çağrısı – BİNBİRÇABA” çağrısı gerçekleştirilmişti. Bölgesel ihtiyaçların giderilmesi ve eğitim kalitesinin arttırılmasına yönelik yapılan çalışmalar arasında sürdürülebilirlik konusu dikkat çekti. Sürdürülebilirlik iletişimini geliştirmek adına Prof. Dr. Kenan Demirci koordinatörlüğünde hazırlanan “123K696 Sürdürülebilir Çevresel Davranışın Geliştirilmesinde Sürdürülebilirlik İletişiminin Rolünün Arttırılması Kapsamında Üniversite Öğrencilerine Yönelik Örnek Bir Topluluk Temsili Sosyal Pazarlama Modeli Geliştirilmesi” projesi kabul edildi.

Proje Fırat Üniversitesi öncülüğünde Ankara Üniversitesi, Atılım Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, 19 Mayıs Üniversitesi ve Trabzon Üniversitesi ortaklığında tamamlanacak. Proje ekibinde Doç. Dr. Beris Artan Özoran, Doç. Dr. Ilgar Seyidov, Doç. Dr. Süleyman İlaslan, Dr. Öğr. Üyesi Deniz Özer, Dr. Öğr. Üyesi Esin Ghadiani, Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ferhat Sönmez, Öğr. Gör. Dr. Ceyda Akıllı, Öğr. Gör. Uğur Kaçmaz bulunuyor. Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim elemanları Arş. Gör. Gülsemin Ünal ve Arş. Gör. İlkay Ceren Sönmez’in de bursiyer olarak projede yer alması planlanıyor.

Fırat Haber ekibi olarak sürdürülebilirlik konusunu ve projeyi daha iyi anlamak adına Proje Koordinatörü Prof. Dr. Kenan Demirci ile söyleştik.

Prof. Dr. Kenan Demirci kimdir?

Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünde tamamladı. Aynı üniversitede Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı’nda bütünleşik doktora eğitimini bitirdi.  Yaklaşık 22 yıldır iletişim alanında olan Demirci, bu süre içinde siyasal iletişim, reklam, halkla ilişkiler gibi birçok farklı konuda çalıştı.

Sürdürülebilirlik iletişimi nedir?

TÜBİTAK projelerinin öneminin altını çizen Prof. Dr. Demirci, 1001 ÇABA’ya özel olarak hazırladığı araştırmasının ayrıntılarını paylaştı:

“Son yıllarda dünya üzerinde çok önemli bir ihtiyaç olarak sürdürülebilirlik kavramı ortaya çıktı. Sürdürülebilirlik kavramsal olarak 1990’lı yıllarda çıkmasına rağmen özellikle milenyum çağında tartışılır hale geldi. Türkiye’de de birçok alanda bu konuya dair yoğun bir ilgi gözlemliyorum. Dolayısıyla konunun 2-3 yıldır takipçisi ve öneminin bilincinde olarak ben de bir çalışma yapmak istedim.

Fen bilimleri alanında bu konuya dair yapılan çalışmalara ek olarak sosyal bilimler alanında da bu konuya dair araştırmalar yapılabileceğini düşünüyorum. Sürdürülebilirliğin geliştirilmesi için sürdürülebilirlik iletişiminin de önemli olduğu kanaatindeyim. Sürdürülebilir bir dünyayı gelecek nesillere bırakabilmek adına kullanılan pek çok aracın hem toplum arasında yaygınlaştırılması hem de benimsemesi büyük önem arz ediyor. Ayrıca sürdürülebilir yaşamın gündelik hayata entegre edilme süreci de ehemmiyetini koruyor. Dolayısıyla ben de iletişim temelinde bu süreci yönetmek adına neler yapılabileceğini araştırmak istedim.

Fırat üniversitesi İletişim Fakültesinde 9 yıldır öğretim üyesi olarak görev yapmaktayım; Kişilerarası İletişim Anabilim Dalı başkanıyım. Bu deneyimlere dayanarak sürdürülebilirlik meselesinin sorunlarına kafa yordum. Ulaştığım neticeye göre bence iletişim sürdürülebilirliğindeki en büyük problem kişilerarası iletişim rolünün eksik bırakılması. Buna göre araştırma sorumu belirledim ve projeyi özgün kılan yan da bu oldu. Sürdürülebilirlik çalışmalarına halkla ilişkiler ve reklamcılık faaliyetlerinin yanı sıra kişilerarası iletişim sürecini eklememiz gerektiğini ortaya koyan bir düşünce geliştirmeye çalıştım.”

Sürdürülebilirlik konusuyla kişilerarası iletişimi bağdaştırırken nasıl bir yol izlediniz? Bunun temel çıktıları ve faydaları nelerdir?

“İletişim kampanyalarının amacı bir çıktı ortaya koymaktır. Özellikle sosyal konulara odaklanan kampanyalar bakımından çıktıların daha net bir önemi vardır, çünkü amaç toplumsal yararı geliştirmektedir. Sürdürülebilirlik iletişimini üniversite öğrencileri arasında geliştirmeyi hedefleyen bizim kampanyamızın çıktısı ise doğru sürdürülebilir davranışın gündelik hayatta etkin hale getirilmesiydi. Bunu yaparken sürdürülebilirliğin önemli bir alanı olarak çevresel iletişimden de yararlandık. Böylece aslında doğru çevresel davranışın geliştirilmesi yoluyla sürdürülebilirliğe katkı vermeyi hedefliyoruz. Bu amaçlarla yola çıkan kampanyamızın ilk amacı farkındalık oluşturmaktı. İkinci aşama bilgilenme, son aşama ise davranış değişimini sağlamak olarak belirlendi.

Bu kapsamda bahsettiğimiz davranış değişimine ulaşmak için eko takımlar fikrini geliştirdik. Eko takımlar projeye katılan 5 üniversitede kurulacak öğrenci kulüplerini ifade ediyor. En az onar kişiden oluşacak bu takımlar gönüllülük esasına dayalı kurulacak. Bu kulüplerde öğrencilerin çevreye katkı yapabilecekleri somut alanları fark etmelerini istediğimiz gibi, onların bilgi düzeyini arttırarak diğer üniversite öğrencisi arkadaşlarına da bu farkındalıkları yansıtmalarını amaçlıyoruz. Kulüplerimiz beş üniversitede etkin olacağı için, kulüplerin kendi aralarında ve çevreleriyle kurdukları iletişimin genişliğini düşünerek oldukça geniş bir ağa erişeceğimizi düşünüyoruz.

Bu kapsamda kampanyamızın etkinliğini arttırmak açısından web sitesi, sosyal medya gibi farklı uygulamalardan da yararlanacağız. Bilindiği gibi artık çoklu medya çağındayız ve bu araçların kullanımı öncelikle kişilerarası iletişimi geliştirecek bir nitelik arz ettiği gibi, amaçlarımızın kitlesel yaygınlığını da arttırmakta. Böylece aslında somut uygulamalarla desteklediğimiz topluluk temelli bir sosyal pazarlama kampanyasını kişilerarası iletişim ağları içerisinde geliştirip yaygınlaştırmak istiyoruz. Projemizin bu kapsamda sahip olmasını beklediğimiz somut çıktılar: İsrafın azaltılması, tekrar kullanımın yaygınlaştırılması ve geri dönüşüm çabalarının etkinleştirilmesi olarak belirlendi. Burada göstereceğimiz her bir çabanın toplumun geleceği ve sürdürülebilir bir dünya bakımından oldukça önemli olduğuna inanmaktayız. Çünkü kaynakların etkin kullanımı düşüncesi toplumun mikro yapılarında yaygınlaştırılmalı ki sonuçlar da kalıcı olabilsin.”

Yeşil kampüsten doğa için yaratıcı fikirler

“Sürdürülebilirlik iletişimini günlük hayatımızın her alanına yaymamız gerekiyor”

Sürdürülebilirlik alanında ciddi çalışmalara sahip olan Fırat Üniversitesi, yeşil kampüs alanında Türkiye’de 13., dünyada ise 244. sırada yer alıyor. Geri dönüşüm olanakları, öğrenci ve personel eğitimiyle sürdürülebilirliğe dair bilinç aşılamaya çalışan Fırat Üniversitesinden bu tarz bir proje çıkmasının tesadüf olmadığını belirten Demirci, “Bu çabaya destek olmak adına bu projeyi tasarladım” dedi.

“Sürdürülebilirlik alanında bizler dünya ortalamasının gerisinde kalıyoruz. Sürdürülebilirlik iletişimini günlük hayatımızın her alanına yaymamız gerekiyor. Bu çerçeveyi daha da genişletmeliyiz. Kişilerarası iletişim akışının içerisine geri dönüşüm, israfın azaltılması gibi kavramları ekleyip ağı genişletme çabası içerisindeyiz.”

Proje ekibinden de bahseden Demirci, proje için uzman akademisyen arkadaşlarından destek istediğini ve hepsinin severek kabul ettiğini belirtti. Yaklaşık 3 yıl sürecek olan proje için TÜBİTAK tarafından 1 milyon 250 bin TL bütçe sağlanıyor.

Sosyal bilimler alanı için büyük bir bütçe

Prof. Dr. Demirci’ye sosyal bilimler alanında bu denli yüksek bütçeli bir projeye sahip olmanın nasıl hissettirdiğini sorduk:

“Büyük bir bütçe daha büyük imkanlar getiriyor, elbette projemiz kabul edildiği için çok mutluyuz. Bütçeyle birlikte geniş bir ekiple çalışıyoruz bunun sorumlulukları biraz fazla oluyor. Tüm arkadaşlarımız yoğun öğretim üyeleri olduğu için koordinasyon süreci büyük bir yük getiriyor. Ama biz akademisyenler için keyifli süreçler… Fırat Üniversitesi de bu konuda bize destek verdiği için mutluyuz.”

Alanda çalışan araştırmacılara da önerilerde bulunan Demirci, “Sürdürülebilirlik iletişimi çok çalışılan bir konu ve çalışılmaya devam edecektir. İletişim çok geniş bir alan sadece kitle ve kişilerarası iletişimle sınırlı bir alan değil. Tüm akademisyenler olarak kendi makro alanlarımızla sürdürülebilirlik kavramını ne kadar birleştirebilirsek daha geniş katkılar sunabileceğimize inanıyorum. Kendi alanlarımızda okurken bunun gibi makro kavramlarla olan ilişkileri, birbirine değdiği noktaları çalışmak ve o konulara odaklanmak oldukça önemli. Genç akademisyenlere benim önerim daha çok makro alanlara da çalışmalısınız, kendi uzmanlık alanlarınız ile bağlantıları kurmaya çalışın” ifadelerini kullandı.