Haber ve Fotoğraf: Emre Alperen Borazani
Elazığ şehir merkezinden 77 Kilometre uzaklıkta yer alan Palu ilçesinde, ilkçağ ve ortaçağdan günümüze ulaşan birçok tarihi yapıt mevcut. Bölgenin tarihi; Urartu, Roma ve Bizans dönemlerine ve hatta daha eskilere dayanıyor.
Palu Kalesi
Milattan önce 3000 yıllarına dayanan tarihi ile kaya üzerine inşa edilen Palu kalesi, Evliya Çelebi’nin deyimiyle “Göğe baş uzatmış kale” olarak, Evliya Çelebi’nin kitaplarına konu olmuş. Kale, Urartu döneminde Şebeterya olarak adlandırılmış, Urartu topraklarının batıdaki başkenti olan Palu yerleşkesini savunma amacı ile Kral Menaus tarafından kurulmuş. Birtakım söylenti ve günümüze kadar ulaşan efsanelere göre Urartu Kralı’nın kalede düğün yaptığı da söyleniyor.
Kale’nin içerisinde farklı savunma noktaları bulunsa da dışarıdan gelecek tehditleri daha iyi görmek amacı ile kalenin zirve noktasında, kuzey doğu cephesinde yer alan gözcü odası kalenin en fazla tahrip olan noktalarından bir tanesi. Fırat Nehri’nin kolu olan Murat Nehri’ne doğru bakan oda geniş bir görüş alanına sahip.
Palu Surp Lusaroviç Kilisesi
Palu’da farklı medeniyetten ve farklı inançlardan insanların yaşamış olması nedeni ile farklı inançlara ait ibadethane izleri mevcut. Günümüze ulaşan yapıların birçoğu çeşitli sebeplerden dolayı tamamen yıkılmış ya da büyük bir kısmı zarar görmüş. Çarşıbaşı bölgesinde yer alan Surp Lusaroviç Ermeni Kilisesi’nin herhangi bir kitabesinin bulunmaması sebebi ile kim tarafından ne zaman yapıldığı bilinmemekte.
Naos kısmı ayakta kalan Kilise’nin kasnağı sağlam olmasına karşın kubbesi yıkılmış. Yapı kubbe başlangıcına kadar taştan örülmüş, kubbe ve kemer kısımları ise tuğladan yapılmış. Kubbeyi taşıyan kemerler dört ayak üzerinde oturtulmuş, kubbe kasnağında kemerli yapıdan oluşan pencereler bulunmakta. Kubbenin yıkılan dört bölümünün altında deforme olmasına rağmen kutsal resim kalıntıları hala gözüküyor.
Kilisenin kuzey duvarına bitişik olarak şekilsiz taşlarla örülmüş duvarın üzerine tuğla ile yuvarlak kemerli bir oda oluşturulmuş. Ek olarak yapılan bu odanın vaftiz törenlerinin yapılması amacı ile kullanıldığı düşünülüyor.
402 yıldır ayakta: Çarşının başında bir hamam
Beş bin yıllık tarihi ile birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Palu’nun ilk yerleşim yeri olan Çarşıbaşı bölgesinde bulunan, Çarşıbaşı Hamamı uzun yıllar bölgede yaşayan halka hizmet etmiş. Günümüze en az biçimde zarar görerek ulaşan, restorasyon çalışmalarının ardından ziyaretçilere açılan hamam 402 yıldır ayakta durmayı başarmış.
Kanlı Köprü
Günümüzde tarihi Palu köprüsü olarak adlandırılan köprü Murat Nehri üzerinde yapılmış. Kim tarafından yapıldığı belli olmayan köprünün Roma ve Bizans dönemlerinde de kullanıldığı tahmin ediliyor. 3,5 metre genişlik ve 156 metre uzunluğa sahip olan köprü, çeşitli efsanelere göre İstanbul’u Bağdat’a bağlayan köprü olarak da biliniyor. Köprü adını 1915 olaylarından almış.
Alacalı Mescit
Palu kalesinin giriş kısmına 70 metre uzaklıkta yer alan Selçuklu mimarisinin izlerini taşıyan Mescit, siyah ve beyaz taşlardan oluştuğundan Alacalı ismini almış. Mescit’in kitabesi bulunmadığından kim tarafından hangi tarihte yapıldığı hakkında ne yazık ki kesin bilgilere ulaşılamıyor.
Dükkân Önü Cami
Alacalı Mescit’ten 10 metre ileride yer alan Dükkân Önü Cami, 1874-1875 yılları arasında inşa edilmiş. Yapının 1975 yılında yapılan çalışmalarda tamamen sağlam olduğu tespit edilmiş. Zamanla ihmalkârlık nedeni kar, yağmur ve doğa olaylarının etkisi ile onarıma muhtaç hale gelmiş ve daha sonra hiçbir şekilde el sürülmeden kendi haline terk edilmiş. Günümüzde yarısından fazla bir kısmı yıkılan camii, tarihin yok edemediği yapıtlar arasında yerini almayı sürdürmekte.