Doğanın yönüne ayak uydurmak: Oryantiring

0
55

Haber: Gülşah Cirit / Mervan Demirtaş

Şehirden uzak bir arazide yön bulma becerinizi eğlenceli bir spor dalıyla birleştirmeye ne dersiniz? Cevabınız evet ise oryantiring tam size göre. Katılımcılara doğayı keşfetme ve macera dolu anlar yaratma fırsatı sunan oryantiring, birçok çeşidiyle hem sağlıklı yaşamın kapılarını aralıyor hem de insan-doğa ilişkisini geliştiriyor.

Teknolojinin gelişimiyle birlikte insanın temel becerilerinden biri olan yön bulma kabiliyeti makinelerin kontrolüne geçti. Hepimiz dijital haritalar veya konumlar kullanarak yönümüzü buluyoruz. Fakat bu durum insan-doğa ilişkisini zedelediği gibi temel becerilerimizin de sönük hale gelmesine neden olmaya başladı. Doğada yön bulma becerisini geliştiren oryantiring, insanın bu tembelliğine karşı geliştirilen bir spor.

Günümüzde uluslararası bir federasyona sahip olan ve birçok ülkede oynanan oryantiring, harita ve pusula kullanarak şehirden uzak bir arazide kontrol noktalarını en hızlı şekilde bulma amacını taşıyan bir spor. Kökenleri on dokuzuncu yüzyıla dayanan oryantiring, İsveç’te askeri eğitimlerin bir parçası olarak doğmuş. Türkiye’de ise 1970’lerden beri oynanan oryantiring, stat veya saha gibi altyapı desteği gerektirmeden yapılabiliyor.  Yürüyerek ve koşarak oynanan bu oyuna ister yabancı kişilerle ister ailecek katılabiliniyor. Sporcular, verilen harita üzerinde belirtilen hedeflere ulaşmak için sadece pusula ve içgüdülerini kullanabiliyorlar. Diğer sporcuları takip etmek yasak, bu da sporun zorluk seviyesini artırıyor. Oyunun temel amacı, belirlenen hedeflere ulaşıp bitiş noktasına en hızlı şekilde varmak.

Oryantiring, sadece doğayla iç içe olmakla kalmayıp aynı zamanda fiziksel ve zihinsel gelişime katkıda bulunan bir spor olarak dikkat çekiyor. Farklı türleri bulunan oryantiring de koşu oryantiringi en yaygın olanı ancak dağ bisikleti, kayak, patika, gece oryantiringi gibi çeşitli branşlar da bulunuyor.

Türkiye’de oryantiring, 1970’lerden bu yana silahlı kuvvetlere bağlı kurumlar ve diğer kamu kurumları tarafından yapılmaktadır. 1999’da İstanbul ve Ankara’da halka açık oryantiring grupları kurulmuş ve faaliyete başlamıştır. Türkiye’de resmi örgütlenme çalışması 2001 yılında başlamış ve 2002 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Dağcılık Federasyonu’na bağlı Oryantiring Asbaşkanlığı kurulmuştur. Asbaşkanlık 2004 yılında İzcilik Federasyonu’na bağlanmıştır. 2006 yılında bir Oryantiring Federasyonu kurulması kararı alınmış, 2006 yılının son dönemlerinde özerliğini isteyen Federasyon, 2007’de özerk olmuştur. Türkiye’deki en önemli etkinliklerden biri ise uluslararası katılıma sahip İstanbul 5 Gün yarışmalarıdır.

Fırat Haber ekibi olarak oryantiring sporuna gönül vermiş Sarp ailesiyle görüştük. 2010 yılında oryantiring ile tanışan öğretmen Deniz Çimen Sarp ve eşi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı oryantiring seminerleri ile bu sporla tanışmış. Seminerlerin ardından yarışmalara katılan çift, çocukları ve öğrencilerini de bu spora yönlendirmiş. Sarp ailesi 14 yıldır oryantiring sporu içinde yer alıyor.

Oryantiring sizin için ne ifade ediyor?

“Doğa ile baş başa olmak huzur veriyor”

Sorularımızı yanıtlayan Deniz Çimen Sarp, oryantiringin yalnızca bir spor olmadığını vurguluyor:

“Oryantiring benim için yalnızca bir spor dalı değil. Oryantiring yaparken yalnızca vücudumu değil kafamı da kullanıyorum. Hedeflere ulaşmanın sevinci, yarışı bitirmenin hazzı, hatta madalya almanın gururu bana yaşama sevinci ve bütün olumsuzlukları ortadan kaldırabileceğim düşüncesini veriyor.

Doğa ile baş başa olma ise ayrı bir mutluluk ve huzur veriyor. Ailece yaptığımız için de aile bireyleri ortak bir noktada bir araya geliyor, konuşuyor, hatalarımızı ve başarılarımızı paylaşıyoruz. Bir arada kaliteli zaman geçirirken yarış noktalarına giderek pek çok şehir ve ülke görme imkânı buluyoruz. Oraların kültürlerini öğrenip, ufkumuzu zenginleştirme imkânı da buluyoruz. Pek çok şehirden ve ülkeden arkadaşlar ediniyor ve onlarla sosyalleşiyoruz.”

Sizce oryantiring sporu yeterli ilgiyi görüyor mu?

“Yediden yetmişe herkesin yapabileceği bir spor”

Oryantiring sporu ulusal ve uluslararası bağlamda çok fazla bilinen bir spor dalı değil. Sarp ailesi de bu durumun farkında. Deniz Çimen Sarp bu spora ilgi duyulması gerekliliğini şu sözlerle ifade ediyor: “Diğer spor dallarına nazaran insana çok daha fazlasını veriyor. İnsan hem vücudunu hem de kafasını kullanmak ve onu terbiye etmek zorunda. Ayrıca bu spor insana doğa sevgisi kazandırıyor. Kültürel kazanımlar ve sosyalleşme ise bu sporun bir diğer artısı. Doğayı, yürümeyi, sosyalleşmeyi seven,  yediden yetmişe herkesin yapabileceği bir spor dalı.”

Oryantiring sporcusunun yarış günü nasıl geçer?

“Yarış alanına gitmek için erkenden kalkılır çünkü çoğunlukla şehir merkezinden uzakta, orman içlerinde yarışmalar yapılıyor. Kahvaltı edildikten sonra otobüslere binilerek yarışma alanına gidilir. Yarışma alanına varılınca ilk önce sporcular çıkış saatlerini kontrol ederler, ardından çıkış saatine göre hazırlanırlar. Çıkış saatine yaklaşınca ısınma koşusu yapılır ve çıkış noktasında yarışma başlar. Parkuru ve koşuyu tamamladıktan sonra harita ve parkur analizi yapılır. Sonuçlar açıklandıktan sonra bölgenin tarihi ve turistik yerlerini gezeriz. Otelimize döndükten sonra da ertesi gün yarışı için güç toplamaya çalışırız.”

Oryantiring esnasında ilginç bir anınız oldu mu?

“Başlayan bu sporu kolay kolay bırakamaz”

Oryantiring esnasında pek çok anısı olduğunu belirten Deniz Çimen Sarp, en ilginç anısını anlatıyor:

“Bence en ilginci Üsküp-Göreme yarışlarında koşarken haritayı ters tuttuğum için sol patikaya girmek yerine sağ patikaya girmişim. Epey bir tırmanmanın ardından kendimi seyir terasında buldum. Diğer sporcuların aşağıda koştuklarını fark edince peri bacaları arasından kaya kaya aşağıya inmek zorunda kalmıştım. Bu hata bana hem koşu taytımın yırtılmasına hem de madalyayı kaçırmama mal olmuştu.

Bir diğeri de Şirince’de koşarken çok yağmur yağmıştı. Sırılsıklam hedef ararken bir yandan da kendi kendime ‘Sen de hiç akıl yok mu? Bu havada ormanda ne işin var? Sıcacık evinde otur, televizyonunu seyret’ diye söylenmiştim. Yarış sonunda ise arkadaşlarla bir araya gelince bir sonraki yarışın ne zaman olduğunu sorarken bulmuştum kendimi. Hani bir söz vardır ya ‘sahne tozunu yutmak’; o söz oryantiring sporu için de geçerli bence. Bir başlayan kolay kolay bırakamaz bu sporu.”

Oryantiring hayatınızda neleri değiştirdi?

“Hedefim 70’imde dahi bu sporu yapmak”

Oryantiring sporunun doğa ve insanla ilişkisini oldukça değiştirdiğini belirten Sarp, “Pek çok insan tanıdım, pek çok sporcu yetiştirdim. Sağ olsunlar hala beni arayıp soran öğrencilerim ve velilerim var. İyi ki bu sporla tanışmışım ve bu sporu yapıyorum. Sağlığım izin verdikçe de bu sporu yapacağım. Yurtiçinde ve yurtdışında yetmiş yaş üstünde oryantiring yapan arkadaşlarım var. Hedefim onlar gibi yetmişlerinde dahi bu sporu yapmak” ifadelerini kullandı.

Sporcuya birçok farklı beceri kazandıran oryantiring, doğanın yönüne göre hareket etmeyi öğretiyor. Pusula ve harita kullanımı yön ve hedef tayinini geliştirirken, kondisyonda gelişiyor. Hem eğlendiren hem düşündüren ve köklü bir tarihe sahip olan bu spor dalı daha çok tanınmayı hak ediyor.