Osman Hamdi Bey’in “İstanbul Hanımefendisi” tablosu ne anlatıyor?

0
731

Yazı: Beyza Yıldırım

İki değeri bir arada tutan, Türk değerlerini ve Paris’i birleştiren İstanbul Hanımefendisi tablosunu Fırat Haber ekibi olarak okuyucularımız için araştırdık.

Osman Hamdi Bey kimdir?

Osman Hamdi Bey hem arkeolog hem müzeci hem de ressam sıfatını taşıyan tarihimizin önemli isimlerinden biri. 30 Aralık 1842’de İstanbul’da dünyaya gelmiş. 24 Şubat 1910’da İstanbul’da hayatını kaybetmiş.

Günümüzde varlığını Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak sürdüren Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi’nin kurucusudur. İlk Türk ressamlarındandır ve Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressam olarak tarihe geçmiştir.  En bilinen eseri, 1906 ve 1907 yıllarında iki farklı versiyonunu yaptığı “Kaplumbağa Terbiyecisi”dir. Tablonun 1906 tarihli versiyonu İstanbul’daki Pera Müzesi’nde sergileniyor.

İstanbul Hanımefendisi tablosu ne anlatıyor?

Uzmanlara göre, Osman Hamdi Bey’in “İstanbul Hanımefendisi” adlı eseri, özellikle Türk resim sanatında tam boy olarak bir kişinin resmedilmesinin ilk örneklerinden biri olması nedeniyle önemlidir.

1881 yılında yapılan bu resimde altın sarısı bir atlas kumaşının önünde genç bir kadın durmaktadır. Kadın, o dönemde İstanbul’da hâkim olan Paris modasına uygun ama aynı zamanda Osmanlı kadınının giyim tarzına da uygun bir kıyafet giymiş. Yüzünü yarı-saydam bir peçe ile gizlemektedir. Ayrıca kadının sol eli de siyah elbisenin içinde gizlenmiş.

Koyu renk seçimi, geleneksel Türk resmi üslubuna yöneliktir. Resimde klasik Osmanlı ve Selçuklu halılarına özgü geometrik motifler belirgin bir şekilde çizilmiş. Tablodaki kadın altın iplikle işlenmiş bir kumaş fonuna karşı, zengin desenli bir Kazak halısının üzerinde durmaktadır.

Eserde, uzun bir örtü giyen bir kadın resmedilip ve Müslüman kültürü yansıtılır. Arkadaki perde ve yerdeki halı da resimde dikkat çeker. Osman Hamdi Bey,  Paris’te yetişmiş olmasından dolayı Türk kültürü ile Avrupa kültürünü bir arada kullanan bir ressamdır. Türk değerlerini ve Paris modasını birlikte harmanladığı bu alımlı kumral genç kadın ile belki de o dönem İstanbul’da hâkim olan Paris modasına gönderme yapar. Renklerin tonlaması, kontrast, perspektif ve derinlik, bir bütün halinde tabloya görenlerin hayal dünyasında iz bırakır.

Tarih boyunca resmedilen kadınlar

İnsanoğlu var olduğundan beri farklı yaratıcı yöntemlerle duygularını ifade etmeye çalışır. Resim sanatı da bu ifade tarzının en önemli araçlarından biridir. Bin yıllarca mağara resimlerinden post-modern sanata kadar pek çok farklı tarzda resim üretilir. Bu üretilen eserler içinden bazıları ise asırlar geçse de etkisini kaybetmez.

Kadınlar en fazla resimlere konu olan figürlerdendir. Doğal hali ve yüzündeki ufak mimiği bile yüzyıllardır tartışılan Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sı belki de dünyanın en bilinen kadın figürüdür. Osman Hamdi Bey’in 1881 yılında tamamladığı İstanbul Hanımefendisi ise, Türk resim tarihinin en önemli kadın figürü sayılabilir.